Böyle bir şeyi tahmin ediyordum, ama bu kadar çabuk yapacaklarını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لقد تخيلت شيئا مثل ذلك ولكن لم أتخيل أن يفعلوها بهذة السرعة |
Biz de buna karşı bir şey yapmaya karar verdik ama bunu sosyal yardımlaşma ya da yoksullara maddi yardım yolu ile yapmadık. | TED | وقررنا ان نقوم بشيء حيال ذلك ولكن لم نبدأ بخطط تنمية او خطط حد من الفقر |
Evet, yürü dedim ama vitrinlere bakmanı kastetmedim. | Open Subtitles | أجل، قلت ذلك ولكن لم أعني بتلك الطريقة .. |
Nasıl yapıyordu bilmiyorum ama kızların birbirlerinden haberi olmuyordu. | Open Subtitles | لاأعرف كيف يفعل ذلك ولكن لم يعرف أي منهن عن الآخرى |
Onlara defalarca söyledim, ama onlar benim bu şehrin korunması ve güvenliğiyle ilgili düşüncelerimi hiç desteklemediler. | Open Subtitles | لقد اخبرتهم ذلك, ولكن لم يعيروا قولى اهمية طالما ان ارائي تعمل فى اتجاه امن وحماية تلك المدينة. |
İstemedik ama başka çaremiz yoktu. | Open Subtitles | ولكننا لم نرغب فى ذلك ولكن لم يكن لدينا خيار |
Üç... Keşke bunların herkesin son sigarası olduğunu söyleyebilseydim ama değildi. | Open Subtitles | جميعنا تركنا التدخين بعد ذلك ولكن لم تكن آخر سيجارة لأي شخص |
- Bunu göz önünde bulundurdum. ama sonuçlarda öyle bir bulguya rastladık. | Open Subtitles | لقد فكّرتُ في ذلك ولكن .لم يظهر أيّ شيء في الفحص |
Biliyorum ama daha önce hiç lazerle yapmadım. | Open Subtitles | سمعت ذلك, ولكن لم يسبق لي عملها باستخدام الليزر من قبل. |
Görmek istememiştim ama kendime engel olamadım. | Open Subtitles | لم أكن اريد ذلك ولكن .. لم أستطع منع نفسي |
Başka seçeneğim yoktu Alex. Bu yaptığım en boktan şeydi, anlıyorum ama mecburdum. | Open Subtitles | ليس لدي خيار, انه أسوء شيء أنا قد فعلته, أنا أعلم ذلك, ولكن لم يكن لدي أي خيار |
Bunu yaparım sanıyordum ama yapamıyorum işte. | Open Subtitles | لقد أعتقدت انني قادرة على فعل ذلك ولكن لم استطع |
Yani şüphelendik ama ispat edememiştik. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية؟ اشتبهنا ذلك ولكن لم نستطع اثباته |
19'unda da daha sonraki yıllarda da... ama hiç kolumda çıkmadı. | Open Subtitles | وحصلت عليها مرات أخرى بعد ذلك ولكن لم احصل عليها في ذراعي |
Yapmak istemezdim ama başka şansım yoktu. | Open Subtitles | لم أكن أود ذلك ولكن لم يكن لدي أي خيار آخر |
- İsteyecektim ama o konuyu açmadı, Rahip Tim'i daha yeni öğrenmişken istemek de garip geldi. | Open Subtitles | كنت على وشك ذلك ولكن لم تطرح الموضوع وشعرت بغرابة |
Eminim haklarız ama buraya savaşmaya gelmedik. | Open Subtitles | أنا متأكد أن بإمكاننا ذلك ولكن لم نأتي إلى هنا لنقاتل |
Bana kalırsa ikinci şık derim ama bilmek imkânsız çünkü deneklerimizden hiçbiri hayatta kalmadı. | Open Subtitles | لقد سبق وجربت ذلك ولكن لم يستطع النجاة |
Hep istedim, ama doğru zamanı hiç bulamadım. | Open Subtitles | - كنت دائما انوي فعل ذلك ولكن لم اتمكن ابدا من العثور على الوقت المناسب |
Ne olduğunu bilmiyorum ama o değildi. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أمكن ذلك ولكن لم يكن هو. |