Bunun anlamı siz giderken onun gitmeyi reddetmesi demek mi oluyor? | Open Subtitles | هل ذلك يعني انه سوف يرفض الذهاب معك حين تذهب ؟ |
Bunun anlamı mahkumiyeti kanıtlamak için 2 kat daha fazla çalışmalıyız. | Open Subtitles | و ذلك يعني اننا يجب نضاعف العمل وبشدّة للحصول على نتيجة |
Bu da benim yarışmadan diskalifiye olduğum anlamına geliyor sizin değil çocuklar. | Open Subtitles | و ذلك يعني أنني غير مؤهل للمنافسة و ليس أنتم يا رفاق |
Evet, Solly, yani senin anlayacağın, sayfayı birkez daha düzeltmen gerekecek. | Open Subtitles | هذا صحيح يا سولي ذلك يعني يجب ان نعيدها مرة أخرى |
Bu demek oluyor ki, 1998 yılında, grubun en büyükleri henüz 14 yaşındaydı, en küçükleri ise sadece dört. | TED | ذلك يعني أنه في عام 1998 كان أكبرهم سنا بعمر 14 سنة فقط و الأصغر بعمر الرابعة. |
Eğer Apache'leri görürsem, size sesleneceğim Bu son şansımız anlamına gelir. | Open Subtitles | إذا رايت أيّ اباتشي، أنا ساصرخ ذلك يعني خذوا فرصتكم الاخيره. |
Hayır, çünkü O zaman başka biri senin işini yapıyor olur. | Open Subtitles | لا, لأن ذلك يعني ان احداً ما يقوم بكل العمل لك |
Bu demektir ki küçük kız o zamanlar beş yaşında olmalı, doğru mu? | Open Subtitles | ذلك يعني أن البنت الصغيرة كانت بعمر الخامسة، صحيح؟ |
Gergin olmana sevindim Bu da doğru yolda olduğumuzu gösterir. | Open Subtitles | يسرّني أنك منزعج لأن ذلك يعني بأننا على المسار الصحيح |
...ama Bunun anlamı genel nüfusun içinde sandığımızdan daha da fazla ilerlemiş olması. | Open Subtitles | لكن ذلك يعني أنه ينتشر بشكل أكبر بين المجتمع العام أكثر مما اعتقدنا |
Bunun anlamı, anne ve babanla olan ilişkin başarısız mı? | Open Subtitles | هل ذلك يعني أنّ علاقتك مع والديك لم تكن ناجحة؟ |
Ve o diyor ki Bunun anlamı biz aşığız ve o haklı! | Open Subtitles | هو يقول ان ذلك يعني اننا نحب بعضنا وهو محق في ذلك |
Bunun anlamı bütün mobilyalarımızı da geri vereceğimiz mi oluyor? | Open Subtitles | هل ذلك يعني بأننا.. سنتخلص من كل الأثاث الآن أيضاً؟ |
Bunun anlamı, bu alıcının normal fonksiyonu ... ... yaşlanmayı hızlandırır. | TED | ذلك يعني أن الوظيفة الطبيعية لمُستقبل الهرمون هو تسريع الشيخوخة |
Elbette Bunun anlamı, bu eserleri yaratırken çok dikkatli olmam gerekiyor. | TED | اذاً، ذلك يعني بكل تأكيد، أنه يتوجب علي أن أكون حذرة عند صنع هذه القطع. |
- Beni sevdiğin anlamına geliyor sandım. - Seni seviyorum. | Open Subtitles | ـ حسبتُ ذلك يعني بإنك تحبني ـ أنا أحبكِ بالفعل |
Ama basitçe bu, biri ölmek üzere olduğunda bunu hissedebildiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | ولكن بالأساس ذلك يعني بأنها تحس عندما يقترب شخصاً ما من الموت |
yani nereden baksanız en az 25 metre derinden tünel kazıyorlar. | Open Subtitles | ذلك يعني أنهم يحفرون نفقاً على عمق 25 متراً على الأقل |
yani Bu demek oluyor ki Mars'a gidebilir ve kökenlerimizin izlerini bulabiliriz. | TED | لكن ذلك يعني أيضًا أن بإمكاننا الذهاب إلى المريخ ومحاولة تعقب آثار أصولنا. |
Arzularınızın ne olduğunu bilmemi kabul edemezsiniz çünkü o sizi bildiğim anlamına gelir. | Open Subtitles | لا تستطيع تقبل أنني حقاً أعرف ما ترغبه لأن ذلك يعني أن أعرفك |
Ama iki, dört, veya altı kere olursa, O zaman başımız dertte demektir. | Open Subtitles | لكن اذا ذكرت الثاني او الرابع او السادس ذلك يعني اننا في ورطة |
Bu demektir ki, size dört dolar ve seksen sent borçluyum. | Open Subtitles | ذلك يعني بأني مطلوب لكم بأربعة دولارات وثمانون سنتا |
Bu da demek oluyor ki, Dünya'ya asla geçitten dönemezsin. | Open Subtitles | ذلك يعني انك ان تعود ابدا الي الارض عبر البوابة |
Bart. Eğer Lisa hokeyde senden daha iyiyse sen de okulda ondan daha mı iyi olacaksın demek bu? | Open Subtitles | ..بارت، إذا ليسا أفضل منك في الهوكي فهل ذلك يعني بأن تصبح أفضل منها في المدرسة؟ |
Çok şükür iyisin çünkü TroubleTones parçasını söylerken kafa üstü çakılmayacağım demek oluyor bu. | Open Subtitles | الحمد لله أنكِ بخير لأن ذلك يعني أنا لن أسقط على وجهي خلال عرض فرقة الترابلتون. |
Bu devirde kimsenin telefonu meşgul çalmıyor artık. Demek ki bir sorun var. | Open Subtitles | لا أحد يضع هاتفه مشغول بعد الآن ذلك يعني بأنّ هنالك خطبٌ ما |
Bence bu aşamada, senin için daha fazla şey ifade ediyor olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك يعني شيئاً بالنسبة لك أكثر مني في هذا الوقت |
Şu Demek ki ortaklık sahalarımızı ulusal sınırların ötesine taşıdık. Dünyayı işbirliğine daha açık hale getirdik. | TED | ذلك يعني أننا قمنا بتوسيع التعاون عبر الحدود الدولية. لقد جعلنا العالم أكثر تعاوناً. |