| Belki hâlâ bu yöntemi kullanıyorlardır diye düşündüm ve dün gece oraya gittim. | Open Subtitles | و إعتقدتُ أنهم ربما مازالوا يستخدمونها لذلكَ ذهبتُ إلى هناك في آخر ليلة |
| Senden sonra oraya gittim ve bıraktığın notu alayım derken arabalarına çarptım. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى هناك بعدك لأزيل الملاحظة وصدمتُ سيّارتهم |
| Morg çalışanlarından biri adresinden bir cesedin alındığını doğruladı. Ben de oraya gittim. | Open Subtitles | شخص ما في المشرحة أكّد أنّ هناك جثة ألتقطت في عنوانه، لذا ذهبتُ إلى هناك. |
| Oteldeydim. Burada işimiz biter bitmez oraya gittim. | Open Subtitles | كنتُ في الفندق ذهبتُ إلى هناك فوراً بعد الإنتهاء من هنا |
| Yaptığım bir iş için çekimi almaya gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى هناك لأخذ مستحقّاتي لقاء بعض العمل الذي فعلته |
| oraya gittim ve nasıl başladığını gördüm, ve şimdi... belki bir şey beni takip etti. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى هناك و شاهدتُ ...بداية كلّ شيء و الآن ربّما شيءٌ ما أخذ يطاردني |
| Elbette oraya gittim. | Open Subtitles | بالطبع ذهبتُ إلى هناك. |
| İngiltere'de ve nerede yaşadığını biliyorum, oraya gittim. | Open Subtitles | (إنه في (انجلترا وأعلم أين يعيش,لقد ذهبتُ إلى هناك |
| oraya gittim ve gemisinin Bermuda adındaki bir yere rotasının saptığını söylediler. | Open Subtitles | لقد ذهبتُ إلى هناك وقالوا أن سفينته تحطمت وخرجت عن مسارها إلى مكان يسمى (برمودا)؛ |
| Çocukken oraya gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى هناك حينما كنتُ طفلاً |