gitti ve spor ayakkabısından kaleme kadar, iki pezodan... bir sürü şey aldı. | Open Subtitles | ذهبَت هناك، وبـ 2 بيزو اشترت كل شيء من الأحذية الرياضية لأقلام الرصاص |
Önceden söyledğim gibi, erkek arkadaşıyla konsere gitti ama dün gece evde olmalıydılar. | Open Subtitles | لقد ذهبَت إلى حفل مع خليلها، وكان من المفترض أن تعود للبيت ليلة أمس. |
- Karnım ağrıyor dedi ve gitti. | Open Subtitles | ذهبَت أُختي إلى المنزل لأنّها تُعاني من ألَمٍ في المَعِدة. |
O da bana: "Acelem var ve ayrıca umurumda değil." deyip gitti. | Open Subtitles | وعلى أية حال، فأنا لا أهتم مطلقا" ثم ذهبَت |
En baştan gitti ve onu çok net gördü. | Open Subtitles | ذهبَت في البداية ورأتها بشكل واضح جدا |
Mutfağa gitti, ve dergimi okuyarak geri geldi. | Open Subtitles | ذهبَت إلى المطبخ و عادت تقرأ كتابي |
Emma Kanca ve Neal'la birlikte onu yakalamaya gitti. Adadan çıkış yolumuz o. | Open Subtitles | ذهبَت (إيمّا) مع (هوك) و (نيل) للإمساك به و هو وسيلتنا لمغادرة الجزيرة |
- Biraz kahve almaya gitti. | Open Subtitles | ذهبَت للحصول على المزيد من القهوة. |
Nereye gitti? | Open Subtitles | يا إلهي، أين ذهبَت ؟ |
O gitti. | Open Subtitles | لقد ذهبَت للأبد |
Her yere gitti. | Open Subtitles | لقَد ذهبَت لكلِ مكانٍ. |
- April nereye gitti? | Open Subtitles | - أين ذهبَت أبريل؟ |
Ona bağırdın diye gitti işte. | Open Subtitles | -إنّك نهرتها، والآن ذهبَت |
1973'te New York'a taşındı ve sanat okuluna gitti. | Open Subtitles | ( في "1973" انتلقت إلى مدينة (نيويورك... و ذهبَت إلى كلية الفنون |
Grant'la mı gitti? Onca şeyden sonra? | Open Subtitles | ذهبَت مع (جرانت), بعد كل هذا؟ |
Ona bağırdın diye gitti işte. | Open Subtitles | -إنّك نهرتها، والآن ذهبَت . |
gitti mi? | Open Subtitles | هل ذهبَت ؟ |
Çıktı gitti. | Open Subtitles | لقَد ذهبَت. |
- gitti. | Open Subtitles | -لقد ذهبَت |
gitti! | Open Subtitles | لقَد ذهبَت! |