Şimdi de uzun bıyıklı, kısık gözlü bir yüze dönüştü. | Open Subtitles | والآن, تتحول الى وجه رجل كامل ذو شارب وعيون ضيقة |
O zavallı kız, içinde senin sadist, küçük, bıyıklı lanetini taşıyor. | Open Subtitles | تلك الفتاه المسكينه تحمل معها طفلاً سادياً لعيناً ذو شارب بداخلها |
Sırf öyle diye, bilirsin işte üniforma içinde bıyıklı bir adam resmi çizdi diye, bu aynı adam anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنها ، رسمت صورة لشخص ذو شارب يرتدي حلّة لا يعني ذلك ، أنّه نفس الرجل |
bıyıklı bir Yunan, Martha bir gece zarar vermişti... | Open Subtitles | رجل يونانى ذو شارب قد هاجمته " مارثا " ليلة ما |
- bıyıklı ve gözlüklü bir adam? | Open Subtitles | رجل ذو شارب ونظارة ؟ |
Seninle ilk ortak olduğumuzda, Gorski adını gördüğümde sıradan koca bıyıklı ve şişko bir Şikago pisliği olduğunu hayal etmiştim. | Open Subtitles | عندما تم تعييني معك مع ذلك الاسم "جورسكي" كنت أصور بعض مؤخرات "شيكاغو" الاعتيادية مع رجل ذو شارب كبير ومعدة تتدلى فوق حزامه الـ"بات" |
- Son zamanlarda garip bıyıklı, tek bacaklı bir müşterin oldu mu Alli? | Open Subtitles | ذو شارب مضحك, مؤخراً؟ |
- Kısa boylu, şişman ve bıyıklı. | Open Subtitles | -قصير و بدين و ذو شارب |