Gökkuşağının bir tarafında kırmızı olarak gördüğümüz düşük enerjili ışık vardır ve diğer tarafında da mavi olarak gördüğümüz yüksek enerjili ışıklar. | TED | في جزء منه يوجد ضوء ذو طاقة منخفضة، نراه كلون أحمر، و في الجهة الأخرى هناك ضوء ذو طاقة عالية نراه باللون الأزرق. |
Açığa çıkan, aşırı sıcak çekirdeğinin çevresi yüksek enerjili morötesi ışıkla kaplanacak. | Open Subtitles | واللب المعرض الساخن بشكل فائق سوف يغرق محيطه بأشعة فوق البنفسجية ذو طاقة عالية |
Elektronlar metalin içerisinde duraksadıklarında cızırdarlar, enerjileri yüksek enerjili ışık olarak dışarı atılır ve biz bunu X ışınları olarak adlandırıyoruz. | TED | بمجرد توقف صرير الإلكترونات داخل المعدن، يتم طرد طاقاتهم مرة أخرى في صورة ضوء ذو طاقة عالية، الذي نطلق عليه الأشعة السينية. |
Retinamızın ölçemeyeceği enerjiye sahip ışık üzerimize vurursa, onu göremeyiz. | TED | لو وصلنا الضوء ذو طاقة لا تستطيع شبكيّتنا قياسها، فلن نتمكّن من رؤيته. |
Sonuçta, iklim değişikliği ile Afrika'nın yüksek enerjiye geçiş için artan ihtiyacını dengelemek zor olacak. | TED | لذلك فالتوازن بين تغير المناخ والحاجة الملحة لأفريقيا للانتقال إلى مستقبل ذو طاقة عالية سوف يكون صعبًا. |
Onun sizde ne bulduğunu söyleyebilirim. Bir tür kabalık potansiyeli. Teşekkürler, sanırım öyle. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى لماذا كانت معجبة بك أنت ذو طاقة إحتمال كبيرة |
Onun sizde ne bulduğunu söyleyebilirim. Bir tür kabalık potansiyeli. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى لماذا كانت معجبة بك أنت ذو طاقة إحتمال كبيرة |
Çünkü bu çok yüksek enerjili radyasyondur. | Open Subtitles | لأنه إشعاع ذو طاقة إشعاعية عالية |