Bu adam, eğer o ise, beni daha önce gördü. | Open Subtitles | هذا الرجل، إنْ كان هو فعلاً فقد رآني مِن قبل |
İçeri girer girmez, yargıç benim geldiğimi gördü. | TED | وعندما دخلت القاعة و رآني القاضي قادماً. |
Herneyse, beni gördü ve bana doğru yürümeye başladı. | Open Subtitles | على أية حال، رآني وخطا من الرصيف لمقابلتي |
Eğer beni görürse son gördüğü şey olurum. | Open Subtitles | حارس واحد ؟ إذا رآني ، سيكون اخر شيئ يراه |
Cesedi bekleyen yaşlı Fain kardeş benim tabuttan kalktığımı görünce. | Open Subtitles | والذي كان يعتني بالجسد اذ رآني أخرج من الكفن |
Çünkü beni hiç babası dışında başka bir erkeğin yanında görmedi. | Open Subtitles | حسناً, إنه لم يسبق أن رآني مع رجل آخر غير أبيه |
Dün beni odun alırken gördü ve çok kızdı. | Open Subtitles | لقد رآني أشتري حطب للنار بالأمس و غضب بشدة |
Hayır, Shelly ne olduğumu biliyor. Beni barda başka kadınlarla gördü. | Open Subtitles | لا, شيلى يعرف من انا رآني في حانة مع إ مرأة أخرى |
Farazi bir arkadaşın, farazi olarak farazi bir erkekle beni öpüşürken gördü diyelim. | Open Subtitles | رآني إفتراضياً أقبِّل شاباً آخراً إفتراضياً. |
Hayır, hayır, beni gördü bu cadı sürpriz gibiydi. | Open Subtitles | . لا ، لا هذا الساحر الذي رآني بدا متفاجئاً |
Bir keresinde, büyük bir bale şirketinden bir hoca beni dans ederken gördü, özetlersek iki gün sonra bir iş teklifinde bulundular. | Open Subtitles | وذات مرة، رآني مدرّب من .. شركة باليه كبيرة .. وأنا أرقص، و .. بإختصار بعد يومين، عرضوا عليّ عملاً |
Ertesi sabah ayrılırken birkaç Kappa Tau beni gördü. | Open Subtitles | أعتقد بأن واحد أو إثنان من كـابا تاوس رآني أرحل باالصباح التالي. |
Ayrıca o gün döndüğümde komşum da beni gördü. | Open Subtitles | أيضا، ذلك اليوم عندما رجعت للبيت جاري رآني |
Sorun yok. Beni de, hamileliğimde dildomla gördü. | Open Subtitles | رآني أفعلها و بوجود مشابك على ثدييّ أيضاً |
Ben yukari çiktim babam beni gördü, kiçimin tekmelendigini çoraplarimin ve sneakerlarimin olmadigini gördü. | Open Subtitles | ثم ذهبت للأعلى و رآني والدي ثم رآني و قد تم الإعتداء علي |
Aslında Arthur beni görürse kendisi büyük tehlikeye girer. | Open Subtitles | في الحقيقة إذا رآني آرثر فسيكون في خطر مميت |
Ve benim kötü şeylere girdiğimi görünce, bana burda yerleri silme işi verdi. | Open Subtitles | وعندما رآني أدخل ببعض الأشياء السيئة أعطاني عمل هنا أكنس الطوابق |
Ben yapmadım. Kimse yaparken görmedi. Hiçbir şey ispatlayamazlar. | Open Subtitles | لست أنا الفاعل، ما رآني أحد، ليس لديهم أي دليل |
Ve korkak Bill Kirby, beni dışarıda gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | وقال بيل كيربي الجبان انه رآني في الخارج |
Beni gördüğünde ki dünya üzerinde son birkaç saati olduğu sonradan anlaşıldı, ellerini yavaş çekimdeymişçesine hareket ettirdi. | TED | حينما رآني في الساعة التي تبين أنها آخر ساعة له على هذه الأرض تحركت يديه وكما أنها بحركة بطيئة. |
Beni gören oradan bir doktorun geçtiğini düşünecekti. | Open Subtitles | و بالنسبة لكل شخص قد رآني كنت مجرد طبيب يمر |
Beni camdan görmüştü. Gözlerinde çok garip bir ifade vardı. | Open Subtitles | عرفت أنه رآني وراء النافذة رأيت هذه النظرة في عينيه |
Şansıma Kirk beni görmüş, bana doğru yüzüp beni yukarı çekti. | TED | وقد رآني " لكيلي كيرك " وسبح لكي يخرجني خارج الماء |
Ya birisi yoldan müşteri aldığımı görse de şikayet etse? | Open Subtitles | ماذا لو رآني أحد آخذ شخص من الطريق وبلغ عني؟ |
Beni işerken gördün. Beni sadece dostlarım işerken görmüştür. | Open Subtitles | أنّك رأيتني أتبول ولا أعرف هناك أحد من أصدقائي رآني أفعل ذلك. |