Yemeğini bitireceksin garsona gördüğü en büyük bahşişi bırakacaksın ve kalkıp gideceksin. | Open Subtitles | وتتركين أكبر بقشيش للنادلة قد رأته في حياتها، وبعدها تنهضين وتغادرين .. |
IŞİD'e bakınca gördüğü buydu. | TED | هذا ما رأته في تنظيم الدولة الإسلامية في العراق والشام المسمى داعش. |
Batıl inançlı, yaşlı büyükannem, onun kımıldadığını gördü. | Open Subtitles | أما جدتي، البولندية العجوز المؤمنة بالخرافات، فقد رأته يتحرك |
O gece Dehşet Kampı'ndan sağ çıkan kız gördüğünü söylemiş. | Open Subtitles | الفتاة التي نجت تلك الليلة من معسكر الدماء في الجمعة الـ13 إدعت بأنها رأته |
O dernek evindeki kızlardan birinin o gece Sam'i çatıya çıkarken görmüş olması. | Open Subtitles | ولا فتاة واحدة في منزل الاخوية ذاك رأته يذهب إلى السطح تلك الليلة |
Benim küçük hapishaneme baktığında gördüğü şey bir laboratuvardı. | TED | هي رأت سجني الصغير وكل ما رأته هو مختبر |
Yatmadan önce gezegenlerin rotasını gözlemliyor ve şemasına danışıyor, daha önce gördüğü meteoru anlamlandırmaya çalışıyor. | TED | وقبل الخلود للنوم، تراقب مسارات الكواكب وتراجع مخططاتها البيانية تحاول فهم النيزك الذي رأته مسبقًا. |
Bu havyanlar daha önce hiç insanla karşılaşmamışlardı. Ben muhtemelen, onların gördüğü ilk insanlardan biriydim. | TED | وهذه هي الحيوانات التي لم تر من قبل البشر. وربما اكون الشخص الاول التي رأته |
Gözlerimin gördüğü şeyler için çok para verecek kişiler var. | Open Subtitles | هناك من سيدفعون الكثير مقابل ما رأته عيناى |
Bizi gördü, başımıza dert açmasın. | Open Subtitles | رأته لنا . وقالت إنها يمكن الاصبع لنا جميعا. |
Pekala anlat bakalım geçen gün karşılaştığı genç adamı tekrar gördü mü? | Open Subtitles | أخبريني .. الولد الذي قابلته هل رأته مرة أخرى؟ |
Annen nasıl gördü? Bu t.v. de yayınlanırken ben kaydediyordum. | Open Subtitles | ضربوني أيضاً وأنا أختبئ منهم أبي مات وأمي جنت بعد أن رأته يموت |
Ayın 13'ü Cuma günü kamptan canlı kurtulan kız Jason'ı... ..gördüğünü iddia ediyor. | Open Subtitles | البنت التى نجت تلك الليلة من ذلك المعسكر الدموى فى الجمعة الثالث عشر تدعى بأنها قد رأته |
Bir görgü tanığım var, kız arkadaşı. Bunu yaparken onu gördüğünü söylüyor. | Open Subtitles | أنا لدي شاهدة إنها صديقته تقول إنها رأته يفعلها |
İki kere ölüm tehlikesi atlattı. İkisinde de onu gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | أوشكت على الموت مرتين الشهر الماضي و كل مرة قالت أنها رأته |
Cesedi doğrulayan kadın ölmeden kısa süre önce onu görmüş. | Open Subtitles | قالت المرأة التي حددت هويته أنها دائماً ما رأته هنا |
Merc'teki adamım onu geçen hafta sis bombası alırken görmüş. | Open Subtitles | اتصالاتي في متجر الأسلحة رأته يشتري قنابل دخانية الأسبوع الماضي |
Kız arkadaşı, taksiden çıkmaya çalıştığını ama şoförün ona el feneriyle vurduğunu görmüş. | Open Subtitles | صديقته رأته وهو يحاول الخروج حينما ضربه السائق بآلة حادة |
Bu bana geçen gece gördüğüm rüyayı hatırlattı. | Open Subtitles | هذا يجعلني أتذكر الحلم الذي رأته الليله الماضيه |
Ve o videoda görürse çok kırılacağı bir şey söyledim. | Open Subtitles | ولقد قلتُ شيئًا أثناء تسجيلك للفيديو سيجرحها جدًا إن رأته. |
O gece işe geç kaldığı için beni sadece kolumun altında gitarla görmüştü. | Open Subtitles | كانت تعمل حتى وقت متأخر في هذا الوقت وكل ما رأته هو خروجي وأنا أُمسك بالجيتار |
Sonra bir gece, arabanın arkadaşımın evinin karşısında durduğunu gördüm. | Open Subtitles | وذلت ليلة , رأته واقف عبر الشارع مِنْ شُقَّةِ صديقِي |
Aria stüdyonun sahibi fotoğrafçıyı tanıdığını söylüyor o gece Hanna'yla beraber Lucas'ı gördükleri binayla aynı binadaymış. | Open Subtitles | اريا تقول بأنها تعرف المصورة التي تعمل في ذلك الأستوديو و انها في نفس المبنى التي رأته هيا و هانا لوكاس يغادره في تلك الليلة |
Onu gören tek kişi ben değilim, Şerif ! O yüzden deli de değilim. | Open Subtitles | أنا لست الوحيدة التى رأته أيها الشريف لذا أنا أعرف أننى لست مجنونة |
Banliyö treninin penceresinden onu gördüğüne yemin etti. | Open Subtitles | نافذته مقابلة لنافذتها عبر خطوط السكة الحديدية. لقد أقسمت أنها رأته يقتله. |
Vaiz gelip size kızın gördüklerini anlatacaktı ve davaya yeni bir şey katacaktı ama dönmedi. | Open Subtitles | الواعظ قال أنه سيخبركم بما رأته و يحصل على الأخبار منكم لكنه لم يعد |
gördüklerinden etkilenmeyen Butler daha iyi bir hikâye anlatabileceğini biliyordu. | TED | ﻷنّ ما رأته لم يثر اندهاشها، كانت بتلر واثقةً بأنها تستطيع سرد قصةٍ أفضل. |
Eğer onu gördüyse, kadına ne yapacağımızı soruyor olman gerekmez mi? | Open Subtitles | إن رأته هيّ، ألا يجدر بك أن تسأل عن ماسنفعله بها؟ |
Fakat o bugün onu gördüğünde ne dedi. | Open Subtitles | في حين أنه الاسم الذي نَطَقَتْ به عندما رأته اليوم |