Dışarıdaki bir tanık kaçan birini görmüş. Korkmuş göründüğünü söyledi. Yani muhtemelen katilimiz o değildir. | Open Subtitles | شاهد في الخارج رأى شخصاً يخرج قال أنه بدا خائفاً، لذا ربما ليس هو القاتل |
Daha önce üstüne sıçtığı birini görmüş de. | Open Subtitles | رأى شخصاً تبرّز عليه مرة |
Yani, antrenman yapan birini görmüş olabilir. | Open Subtitles | ربما رأى شخصاً يتدرب |
Çocuk, tanrının kutsal engeller koyduğu bir yerde vücudunun en kıymetli sinirlerine zarar veren birini görmüştü. | Open Subtitles | الولد رأى شخصاً كان يؤذي أكثر أعصاب جسمه حساسية في المنطقة التي نصب الله فيها حاجزاً مقدساً |
Sanırım yardıma ihtiyacı olan, toplumdan ve ilişkilerinden uzaklaşmış birini görmüştü onda. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنه رأى شخصاً ما أحتاج لمساعدة. والذي كانت منبوذة من المجتمع وعلاقاتها، |