Hayır, ama beni kör eden ışığı gördüm ve sesini duydum. | Open Subtitles | أعنى بعينيك؟ لا 0 لكننى رأيت الضوء الذى أعمانى وسمعت الصوت |
Geçerken ışığı gördüm. Sen olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | كنت أمر بالسيارة، رأيت الضوء توقعت أنك هنا |
Zemine beton atmayı daha yeni bitirmiştim, ve kamyonuma gidiyordum ki birden ışığı gördüm, ve neredeyse kör oluyordum, sonra şöyle dedim, "Vaay! | Open Subtitles | إنتهيت لتوي من صب الأرضية الإسمنتية الجديدة وكنت متوجها لشاحتني عندما رأيت الضوء و الذي أعماني للحظة |
Üst kattaki odadaydı. Camdan ışığını gördüm. | Open Subtitles | كانت بالغرفه بالأعلى رأيت الضوء في النافذه |
- Bir ışık gördüm. - Rahatsız etmediniz. | Open Subtitles | ـ لقد رأيت الضوء مضاءا ـ لا يوجد أى تدخل |
Sahte çekleri kontrol etmek için kullandığımız siyah ışığı gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت الضوء الأسود التي نستخدمها.. |
Sonunda... ışığı gördüm... | Open Subtitles | كان لدي بعض الأعمال أخيراً ... أخيراً رأيت الضوء |
Bahçedeki ışığı gördüm, dedim ki belki de yarı çıplak manyak bir cadıyla değilsindir. | Open Subtitles | ... رأيت الضوء من الفناء وخمّنت أنّك لم تكُن واقفًا مع ساحرة مختلّة نصف عارية، يبدو أنّي قامرت وخسرت |
# Penceresinin önünden geçtiğim gecede ışığı gördüm | Open Subtitles | *لقد رأيت الضوء عند الليل* *عندما مررت بالنافذة* |
Ama Hank Williams'ın dediği gibi, ışığı gördüm. | Open Subtitles | و لكن بكلمات (ويليامز هانك) الخالدة, أقول بإني قد رأيت الضوء |
Ve camdan o ışığı gördüm. | Open Subtitles | و رأيت الضوء عبر النافذة |
Ben de ışığı gördüm evet. | Open Subtitles | أنا أيضاَ , رأيت الضوء |
Kapının altından ışığını gördüm. Annen seni odana kapattığını söylemişti. | Open Subtitles | رأيت الضوء منبعثًا من أسفل بابك، أخبرتني أمك أنها أخلدتك إلى الفراش. |
Tünelin sonunda bir ışık gördüm insan olabileceğim gün geldi sandım. | Open Subtitles | ... رأيت الضوء في نهاية النفق أنه في يوم ما ربما سأصبح بشرياً ... |
Kırmızı ışığı gördün mü? | Open Subtitles | أما رأيت الضوء الأحمر؟ |