Ama bazen, kompozisyondaki yapıdan dolayı kompozisyondaki hiyerarşiden dolayı, diğer şeyleri görmek güçleşir. | TED | لكن في بعض الأوقات، بسبب التركيب التكويني بسبب التكوين الهرمي، من الصعب رؤية أشياء أخرى. |
Böyle şeyleri görmek, zihnine birşeyler yapıyor, korku onun yerini alıyor. | Open Subtitles | رؤية أشياء مثل هذه تفعل أشياء لعقلك،ويستحوذ عليك الخوف |
Bu olmayan şeyleri görmek gibi değil. | Open Subtitles | هذا ليس مثل رؤية أشياء غير موجودة. |
Sahaya çıkıp, birlikte çalışmaya başladıklarında, mükemmel şeyler görmeye başlıyorsunuz. | TED | فعندما يذهبون لموقع العمل، ويبدأون العمل سويًا، تبدأ في رؤية أشياء مذهلة تحدث. |
Onlar bizim gibi sıradışı şeyler görmeye alışık değiller. | Open Subtitles | فهم غير معتادين على رؤية أشياء غير عادية مثلنا |
Geleceğe ait şeyleri görebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك رؤية أشياء فى المستقبل؟ |
Spitzer bizim göremediğimiz şeyleri görebilir. | Open Subtitles | بوسع "سبيتزر" رؤية أشياء لا يمكننا رؤيتها |
İlk olarak, bir şeyler görüyorsun. | Open Subtitles | العَرض الأول للمرض هو رؤية أشياء مريبة |
Bu olmayan şeyleri görmek gibi değil. | Open Subtitles | هذا ليس مثل رؤية أشياء غير موجودة. |
Hayır, yeni şeyleri görmek çok hoş. | Open Subtitles | -كلا، من الجيد رؤية أشياء جديدة |
Etrafta garip şeyler görmeye alıştığımı sanmıştım ama bu bir katliamdı. | Open Subtitles | أعتقدت بأنني تعودت على رؤية أشياء غريبة من حولي ولكن هذه كانت معجزة |
E-mail dedikoduları artınca ve insanlar aniden gölgelerin içinde garip şeyler görmeye başlar. | Open Subtitles | هذا يؤدى الناس الى رؤية أشياء غريبة في الظلام |
Kazadan sonra bazı şeyler, gerçek olamayacak şeyler görmeye başladım. | Open Subtitles | بعد الحادث بدأت في رؤية أشياء.. أشياءلايمكنأنتكون حقيقية! |
Görememen gereken şeyler görüyorsun. | Open Subtitles | يمكنك رؤية أشياء تعجز عنها |