Bay Harmon evde değil. Ama ne görmek istiyorsanız seve seve gösteririm. | Open Subtitles | السيّدة هارمون في الخارج لكّن سيسعدني أن أُريك أي شيء تريد رؤيتهُ |
Amerika'nın kürsüde görmek istediğinin bu olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | تعتقد ذلك ما الذي تريد رؤيتهُ أميركا فوق تلك المنصةِ؟ |
O adam deli, Francis. MI-6, cihazı yarattığı için onu kapatmamış, patladığını görmek istediği için kapatmış. | Open Subtitles | إنه محتال, فالمخابرات البرطانية لم تحبسهُ لإنهُ أخترع السلاح, بل لأنهُ يريد رؤيتهُ كيف ينفجر |
Ne pahasına olursa olsun görmek istediğim bir şey var. Ne oldu? | Open Subtitles | هنالكَ شيئاً أودُ رؤيتهُ بشدة. ماذا هناك؟ |
Dışarıda görmek istediği biri ya da bir yer var mı? | Open Subtitles | هل من شخصٍ أو مكانٍ محددٍ أرادَ رؤيتهُ بالخارج؟ |
Burayı gerçekten görmek istedi. | Open Subtitles | لأنها أحبّـت رؤيتهُ من هنا كثيراً |
Sanırım tekrar görmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | أفترضُ أنكَ تُرِيد رؤيتهُ مرة أخرى؟ |
-Belki daha sonra. -Hayır, şimdi görmek istiyorum. | Open Subtitles | (ربّما لاحِقاً يا (ثيودور كلاّ، أريدُ رؤيتهُ الآن |
Gitmeden onu bir kez daha görmek istiyorum. | Open Subtitles | أود رؤيتهُ قبلَ أن أغـادرَ |
Kim nasıl çalıştığını görmek ister? | Open Subtitles | الآن من يريد رؤيتهُ يعمل؟ |
Onu yeniden görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدُ حتّى رؤيتهُ مجددا. |
Bir daha onu asla görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد رؤيتهُ مرة أخرى حتى. |
Onu görmek istediğimi söyledim. | Open Subtitles | طلبتُ رؤيتهُ مسبقاً |
- Arayıp onu görmek istediğini söylerim. | Open Subtitles | قلتُ أنك تريدُ رؤيتهُ |
görmek istediğim adam işte. | Open Subtitles | الرجلَ الذي أردتُ رؤيتهُ |
Babama söyle, onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | أخبري ابي بأني اريد رؤيتهُ |
Tüm Punjubiler alkol görmek ister. | Open Subtitles | -كلُّ ما يريد (البنجابيّون) رؤيتهُ هو الخمـر . |
- Onu hemen görmek istiyorum. | Open Subtitles | -أريد رؤيتهُ الآن |