Hâlâ kan testi sonuçlarını bekliyorum ama Ciğerlerinde önemli miktarda sıvı var. | Open Subtitles | أنا في انتظار للدم وتوإكس. كان هناك الكثير من السوائل في رئتيها. |
-Onun Ciğerleri temiz fakat karın bölgesinde öldürücü yaralar almış | Open Subtitles | رئتيها كانت نظيفة لكنه عانى إصابات سحق قاتلة في البطن |
Akciğerleri tam gelişmemiş. Oksijen desteğine ihtiyacı var. | Open Subtitles | رئتيها لم تنمو كاملاً إنها بحاجة إلى أوكسوجين |
Kanser beyninde, Akciğerlerinde, karaciğerindeydi. | TED | كان السرطان موجود في دماغها و رئتيها و كبدها |
Ve işte: 4.evre göğüs kanseri olduğunu bulduk, kanser o zamana kadar Akciğerlerine, kemiklerine ve beynine sıçramıştı. | TED | وقد كان: اكتشفنا إصابتها بسرطان الثدي في المرحلة الرابعة، وقد انتشر إلى رئتيها وعظامها ودماغها. |
Koşu bandı havayolunu kapatmayacak, Akciğerlerini patlayacak. | Open Subtitles | فحص جهاز السير لن يغلق مجرى التنفّس بل سيفجّر رئتيها |
Dalmak için ciğerlerindeki havayı bırakır ve sessizce dibe inerler. | Open Subtitles | ولغرض الغوص, فإنها تزفر الهواء للخارج مما يقلل من حجم رئتيها يمكن أن تغوص بدون أثر |
Eğer öyle olsaydı, adli tabib Ciğerlerinde su bulurdu. | Open Subtitles | إذا غرقت فأن الطبيب الشرعي سيجد ماء في رئتيها |
Ciğerlerinde kan olduğu için boğulmuş olamaz. | Open Subtitles | مع وجود الدم في رئتيها,هذا يستبعد الاختناق |
Ciğerlerinde su yok. Suya düştüğünde çoktan ölmüş. -Adam boğmak suçtur. | Open Subtitles | لايوجد ماء في رئتيها لكنها ماتت قبل ان تصل الماء الخنق من جرائم الرجال |
Ciğerleri yavaş yavaş kanla dolarken zorlukla nefes almasını izledim. | Open Subtitles | لقد راقبتها وهي تلهث طلباً للهواء.. بينما ملأ الدم رئتيها ببطء |
Tren geçtiğinde de trenin çıkardığı gürültüye doğru Ciğerleri patlayana kadar bağırırdı. | Open Subtitles | عندما يمر ، كانت لتصرخَ إلى أعلى رئتيها إلى صوتِ القطار |
Burası tren geçtiği zaman annemin raylara çıkıp da Ciğerleri patlayana kadar bağırdığında onu beklediğim yer. | Open Subtitles | هنا حيثُ إنتظرت حيثُ ذهبت والدتي إلى الطريق وصرخت إلى أعلى رئتيها حالما مرَ القطار |
Akciğerleri bu durumdayken normal şekilde çalışıyor olamazlar. | Open Subtitles | مع رئتيها في تلك الحالة فلن يعملون بكفء مثل أي رئة عادية |
Akciğerleri kist ile kaplanmış. İleri seviye. | Open Subtitles | تكيس على جدران رئتيها.حالة نادرة جدا. |
Akciğerlerinde ve omuriliğinde kitleler. | Open Subtitles | لكنّ هذا جلب صديقه كتلٌ في رئتيها وفقارها |
Hayır, bakterilerin keyiflerine göre Akciğerlerine saldırmasına, keyiflerine göre plevrasına saldırmasına ve kafasına sıçramalarına izin veren görünmez bir protein daha mantıklı. | Open Subtitles | لا، البروتين الخفي يبدو أكثر ملائمة يسمح للبكتيريا اقتحام رئتيها ثم تقتحم غشاء الجنب ثم تقفز إلى رأسها |
Şimdi, belki altı yıl daha saklanmayı planlıyordur ya da Akciğerlerini vuracaktır. | Open Subtitles | لربّما يخطِّطُ للاختباءِ عامينِ آخرين أو لربّما يضربُ رئتيها |
Şimdi kadının sahip olduğu belki de tek şey şu eski büyük ev... ve ciğerlerindeki bir kürek dolusu toz. | Open Subtitles | تقريباً الشيء الوحيد الجميل الذي .تبقىلهاالآنهوذلكالبيتالقديمالكبير. ومجرفة مليئة بالغبار في رئتيها |
Aklıma gelen tek senaryo birisi kasıtlı olarak, zorla ciğerlerine su doldurmuş. | Open Subtitles | السيناريو الوحيد الذي أستطيع التفكير فيه هو أن أحدهم قام بضخ الماء الى رئتيها قسرا و عمدا. |
Kistik fibrozis adında, ciğerlerinin enfeksiyonlara duyarlı olmasına neden olan bir hastalığı vardı. | TED | كانت مصابة بالتليف الكيسي، مرض جيني يجعل رئتيها عرضة للتأثر السريع بالكبتريا. |
Evet, akciğer yetmezliği olacağını öngörmüştün ama MR, MS için negatifti. | Open Subtitles | أجل، لقد تنبأتَ أن رئتيها ستفشلان لكنّ الرنين المغناطيسي جاءَ سلبياً للتصلّب المتعدد |
Eğer daha büyük bir sorun varsa kadının ciğerlerini mahvetmekten çekinmezdi. | Open Subtitles | ما كان ليخشى تعريض رئتيها للخطر إن كان هناك شئ أهم |
Akciğerine yemek kaçmış olabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها قد استنشقت بعض الطعام ووصل إلى رئتيها |
Zatürre oldu ve akciğerlerindeki enfeksiyonu kontrol altına alamadık. | Open Subtitles | لديها التهاب رئوي ولم نستطع السيطرة على العدوى داخل رئتيها |
Buna gönüllü oldun çünkü safra kanallarına değil, ciğerine tomografi çekmek istiyorsun. | Open Subtitles | لإثبات أنني مخطئ لقد تطوعت لأنك تريد أن تصور رئتيها بالأشعة المقطعية |
Kız temizmiş. Ama ciğerlerinden çektiğimiz madde yüksek oranda glikoz içeriyordu. | Open Subtitles | الفتاة كانت نقية لكن المواد التي إمتصصناها من رئتيها بها مستوى عالي من الجلوكوز |