Ya patronu yalan söylüyor ya da o patronuna yalan söylüyor. | Open Subtitles | حسنا، إذن إمّا رئيسها يكذب علينا، أو أنّها تكذب على رئيسها، |
-Yaklaşık iki saat önce, kadının patronu söyledi. -Kadının arabasını evinin önünde görmüşler. | Open Subtitles | ـ قبل حوالي ساعتان، حسب قول رئيسها ـ وجدوا سيارتها خارج بيتها |
patronu onu arka tarafta bırakıp öne bu kadını mı koymuştur? | Open Subtitles | هل يتركها رئيسها في الخلف بينما هذه في الخارج هنا؟ |
Ya da işte patronunun ona asılmayı bırakmasını isteyen kadın? | Open Subtitles | أو إمرأة في العمل تريد أن يتوقف رئيسها عن مغازلتها؟ |
Sen şehir senatörünün siktiği orospusun ben de bir barda çalışan ve patronuyla sikişen biriyim. | Open Subtitles | أنت أصبحي عاهره سيناتور الولايه وأنا ساقيه في الحانه .. والتى عاشرت رئيسها |
Avukatım patronunu cinsel tacizden dava eden - bir kadını temsil ediyor. | Open Subtitles | محاميي يترافع عن إمرأة تقاضي رئيسها بسبب التحرش الجنسي. |
Akli dengesi bozuksa, patronu aleyhine ifade veremezdi. | Open Subtitles | إن وجدت مريضة عقلياً, قد يعذرها هذا من الشهاده ضد رئيسها |
Gözetim altındaki hareketleri, Lauren ve patronu olan, yeni vefat etmiş Howard Graves arasında güçlü bir dostluk olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تصرفاتها , في فترة الرقابة, أثبتت علاقة وثيقة بين لوران كيت و رئيسها في العمل, الذي توفى هوارد جرافز |
Hoşnutsuz eski bir çalışan onu kovduğu için patronu hakkında her iftirayı atacaktır. | Open Subtitles | ستقول أي موظفة سابقة وساخطة أي شيء للإساءة إلى رئيسها الذي طردها. |
patronu, ona bir hayvanmış gibi davrandı. Öğrenciler, bunun farkına bile varamadı. | Open Subtitles | رئيسها يعاملها كالحيوان، الطّلاب لا يكثرتون |
patronu dün sabahtan beri onu görmediğini söylüyor. | Open Subtitles | وفقاً لإقراراتها الضريبية، هي تعمل في محل للزهور في الحي الذي حصل فيه الهجوم. يقول رئيسها أنّها لم يرها منذ صباح الأمس. |
Motorlu araçlar veritabanında bu isimle eşleşen biri buldum o da beni kadının patronu tarafından yazılmış bir kayıp raporuna yönlendirdi. | Open Subtitles | حصلت على مطابقة من رخصة القيادة مما قاد إلى تقرير المفقودين الذي رفعه رئيسها |
Önsezilerime göre bence her şey patronunun başının altından çıkıyor. | Open Subtitles | أنا واثق تقريباً بأن رئيسها يخترع كل هذا |
Ya Ellen patronunun başka bir kadınla aşk yaşadığını öğrendiyse? | Open Subtitles | الآن، ماذا لو أنّ إلين إكتشفت أن رئيسها كان يعيش مع إمرأة أخرى؟ |
Üç yıldır bugüne kadar anlamaya çalıştığım şey ise onun neden patronuyla beraber orada olduğu ki kendisi bu arada göğsünde bir tüple dolaşırdı... | Open Subtitles | كل ماحاولت تصورة منذ ثلاثة سنوات إلى هذا اليوم لما كانت مع رئيسها فى العمل والذى كان يحدقٌ فى صدرها |
Yaklaşan büyük bir şirket gezisi vardı ve patronuna bu konuda yardımcı oluyordu. | Open Subtitles | هناك رحلة لكل الشركة في الفترة القادمة كانت تساعد رئيسها في تنظيمها |
Tamam, Linda patronunu bir kan birikintisi içinde buluyor, ancak öldüğünden emin olmak için kontrol etmiyor. | Open Subtitles | حسنا، يجد ليندا رئيسها في بركة من الدماء، بعد لا تحقق للتأكد من انه قد مات. |
Unutma, ben aynı zamanda onun patronuyum | Open Subtitles | لا تنس , أنا أيضا رئيسها |
Ve şimdiki başkanı öldüreceksin. Benim oradan atılmama yardım etmiştin! | Open Subtitles | وستقوم بقتل رئيسها الذي قمت بمساعدته لإسقاطي أنا |
Sen sadece onun patronusun. | Open Subtitles | انت مجرد رئيسها |
Müdürünü de onunla beraber yollayabilirim. | Open Subtitles | يمكن أن أرسل رئيسها معها |
Tanıştık çünkü patronuydum. | Open Subtitles | لقد التقينا لأننى كنت رئيسها فى العمل |
Maya patronundan havalandırma borularının sistematik şemasını aldı, ben de içine girmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | (مايا) إقترضت مخطط أنظمة الـفتح من رئيسها , ومازلتُ أحاول أن أجد طريقا لـدخول. |
Dow ve SP 500 ikinci günü de düşüşle tamamlarken yönetim kurulu Başkanlarının ani istifası sonucu United Technology senetleri, %8 düştü. | Open Subtitles | مؤشر داو جونز وستاندرد اند بورز انخفضا لليوم الثاني على التوالي لينزلق الأسهم التقنية المتحدة ثمانية بالمئة بعد استقالة رئيسها التنفيذي فجأة |