Ben Stathis Borans, Particle Magazine'nin editörü. | Open Subtitles | أنا ستاتيس بورانز رئيس تحرير مجلة بارتيكل |
Çalışkan öğrenci, okul gazetesinin editörü, sınıf birincisi. | Open Subtitles | طالب متميز ، رئيس تحرير صحيفة الطلاب ، متفوق |
Bu da harika bir editör olmanı sağlayan şeylerden biri. O yazıları ben yazmıyorum. | Open Subtitles | هي أحد الأمور التي تجعلك رئيس تحرير ناجـح |
Çok isterdim bebeğim ama derginin editör asistanıyım ve bu geceki İpod Dj'iyim. | Open Subtitles | اود ذلك عزيزتي، لكنني مساعد رئيس تحرير المجلة، ومنسق الاغاني لهذه الليلة |
Sadece 2000 yılında bir mektup yazmış, o da bir gazete editörünü iftirayla suçlamak için. | Open Subtitles | لا. قامت بكتابة رساله واحده فقط في عام 2000، إلى رئيس تحرير إحدى الصحف، بدعوى التشهير |
Bir yerel gazete editörüne atların arasında salgın hastalık olduğunu yazdırdım. | Open Subtitles | دفعت رئيس تحرير صحيفة محلية أن تكتب عن هذا المرض الذي ينتشر للخيول. |
New Republic dergisi'nde yardımcı editörlük. | Open Subtitles | وبالطبع مساعد رئيس تحرير لمجلة الجمهورية الجديدة في واشنطن دي سي |
Büyük bir gazetenin editörüsün. | Open Subtitles | أنت رئيس تحرير صحيفة كبرى |
Arkadaştık. Gazetenin editörü olunca ilk olarak onu işe aldım. | Open Subtitles | كنا أصدقاء، وعندما أصبحتُ رئيس تحرير الصحيفة |
Durduk yere bir dergi editörü aradı ve senin Prens hakkında bir makale yazmam için beni tuttu, ve seninle birlikte olduğunu anladığım anda vazgeçtim. | Open Subtitles | اتصل بي رئيس تحرير إحدى المجلات فجأة واستأجرني حتى أكتب تقريراً عن أميرك وانسحبت في اللحظة التي اكتشفت فيها أنه معك |
Sadece o aptal gazetenin editörü olduğu için burada. | Open Subtitles | هو فقط هنا لأنه رئيس تحرير الورقة الغبية لماذا انت مهتم حتى؟ |
Sadece o aptal gazetenin editörü olduğu için burada. | Open Subtitles | هو فقط هنا لأنه رئيس تحرير تلك الورقة الغبية |
Seni gidi seksi dergi editörü. | Open Subtitles | أيها المثيـــر رئيس تحرير المجلة |
Evlat, Cincinnati Register editörü ile dans edip onun makaleni basmasını bekleyemezsin. | Open Subtitles | أيتها الطفلة , أنت لن تنطلقي بقوة إلى رئيس تحرير سينسيناتي ريجستر... . .... |
Bir kelime için bu kadar kafa yoran başka bir baş editör daha yoktur herhalde. | Open Subtitles | ليس هنالك رئيس تحرير يناقش أكثر من كلمة. |
ve editör dedi ki, gayet büyük bir küçümseme ile "Ben bunu okudum. | TED | فأجابني رئيس تحرير ، مع ازدراء كامل ، "قرأت هذا. |
Ne kadar önemli bir editör olduğun umurumda bile değil, Burns. | Open Subtitles | لا أهتم إن كنت (رئيس تحرير مشهور يا (بورنز |
Nişan partini hatırla ulusal gazetenin sarhoş editörünü ve tüm basın önündeki sana davranışını hatırla. | Open Subtitles | هل تتذكرين انه في حفلة خطوبتك... .. رئيس تحرير الجريدة الوطنية شرب كثيرا... |
Evet, elimde kendimi, Manhatter dergisinin editörüne tanıtacak bir mektup var. | Open Subtitles | أجل. لدي خطاب توصية موجه إلى رئيس تحرير مجلة "مانهاتر" |
Başkan'ın katipliğini yapmış, Yale'de okumuş hukuk dergisinde editörlük yapıyor. | Open Subtitles | ،)عمل كاتبًا لدى (توماس "ودرس في جامعة "يالي رئيس تحرير مجلة القانون |
Mode 'un editörüsün, Daniel. Mode 'u Mode sattırır. | Open Subtitles | أنت رئيس تحرير (مود)، (مود) تبيع الموضة |
Gunnison, nasıl oldu da böyle kötü bir hafızayla | Open Subtitles | جانيسون" كيف أصبحت رئيس تحرير" كبير هكذا |
Evet, yaşam tarzı editörümüz insanların daha çok yazılı şeylere bağlı olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | نعم، رئيس تحرير لدينا يقول ان الناس اكثر احتمالا ان تتمسك بالاشياء التى تكتبها ..... |
Genel Yayın Yönetmeni olduğun için, Moda Haftası'na gelmen çok hoş. | Open Subtitles | جيد لك انك تعود لأجل اسبوع الأزياء منذ ان توليت منصب رئيس تحرير |