Ödünç alınmış elbise, bize şık bir yere gitmekte olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | الفستان المستأجر يدلّنا بأنهما كانا بطريقهما إلى مكان راقٍ |
Galiba, ayrıldık. Aman tanrım, bu çok şık. | Open Subtitles | أظن أننا سنقطع علاقتنا. ياإلهي، هذا راقٍ للغاية. |
Kahveni, klas bir yerde içersen tadının daha güzel geleceğini söyledi. | Open Subtitles | تقول إن مذاق القهوة يكون أفضل إذا كانت في مكان راقٍ |
- Gerçekten çok klas bir duruşun var... | Open Subtitles | مظهره راقٍ حقاً |
Kafamda... çok zarif. Kafamdakini kağıda dökmekte zorlanıyorum. | Open Subtitles | إنه راقٍ, ولدي صعوبة في تصويره على الورق |
Çok zarif. | Open Subtitles | انه راقٍ |
Caddenin aşağısında Fiesta Inn oteli var. | Open Subtitles | كلا، كلا، هنا فندق راقٍ في الجهة المقابلة من الشارع يا رجل. |
Bu da çok şık oldu. Sanki pahalı bir restaurant ismi gibi, Fear. | TED | إنه راقٍ جداً، يبدو كمطعم مترف، خوف |
Burayı şık bir yere çevirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أتحوّل هذا إلى مكانٍ راقٍ. |
Akıl hastası biriyle dalga geçmek çok şık hakikaten. | Open Subtitles | ...تسخر من مختلّ عقلي راقٍ حقّا |
Göründüğünden daha şık. | Open Subtitles | {\pos(192,215)}إنه راقٍ في الواقع |
şık bir yerde toplantı ayarla. | Open Subtitles | "حضّر لإجتماع، في مكان راقٍ" |
Onun gibi klas biri... | Open Subtitles | شيءٌ راقٍ مثلها |
Dostum her zamanki gibi klas ve düşüncelisin. | Open Subtitles | كعادتك، راقٍ ومراعي للشعور |
Bu çok klas bir sipariş. | Open Subtitles | -هذا إختيارٌ راقٍ من قبلك |
Çok klas! | Open Subtitles | إنـه فعـل راقٍ |
- klas. | Open Subtitles | - اوه, راقٍ. |
Sen zarif bir adamsın Bay Gold. | Open Subtitles | أنتَ رجلٌ راقٍ سيّد (غولد) |
Caddenin aşağısında Fiesta Inn oteli var. | Open Subtitles | كلا، كلا، هنا فندق راقٍ في الجهة المقابلة من الشارع يا رجل. |