rakun, rakun, dışarı gelip oynamak ister misin? | Open Subtitles | سيد راكون , سيد راكون هل تريد الخروج و اللعب؟ |
Rahip kılığına giren bir rakun, tren istasyonunda bağış topladı. | Open Subtitles | هل انت بخير؟ راكون اخر تنطر بانه راهب يسئل التبرعات عند محطة القطار |
Tembel bir rakun ise bağış paralarını çaldı, ama yeterli para yoktu. | Open Subtitles | راكون كسول سرق مال التبرعات لكن لم يحصل على المال الكافي |
Raccoon City'deki felaket hakkında resmi olmayan raporu aldık. Şok edici görüntüler var. | Open Subtitles | لدينا تقارير غير مؤكدة عن كارثة مدينة (راكون) هذه الصور المروعة وصلت للتو |
Bazı aç rakunlar çöpümü cırmıklasın diye beklemeye başlamayacağım. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً لكي أبدأ النبش خلال نفاياتي، مثل راكون جائع. |
Geçen yaz, rakunun teki bacamıza sıkışmıştı ya, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اتتذكر العشاء الماضي عندما كان هناك راكون عالق في مدخنتنا؟ |
Başaramasanız bile, en az beş gün boyunca ...kimse sizin rakun olduğunuzu fark etmeyecek. | Open Subtitles | حتى اذا فشلتم , لا احد سيعلم انكم راكون على الاقل لمدة خمس ايام |
Bir gün yorgun bir rakun, yalnız başına inşaat bölgesine ulaştı. | Open Subtitles | يوم ما , اتى راكون هارب الى منطقة البناء |
rakun Hayashi'ye göre, yasadışı dökümün önemli bir miktarı Fujino Dağı civarındaki vadilere yapılıyordu. | Open Subtitles | بحسب لقول راكون هاياشي الكثير من رمي النفيات بطريقة غير قانونية كانت تحدث بالقرب من وادي جبل فوجينو |
Evet! Onlara ister rakun de, ne dersen de, umurumda değil! | Open Subtitles | لا يهمني ان تسميه راكون او مهما كان ذكيا |
Elbette ki sadece ben, sizlerin rakun olduğunuzu bileceğim. | Open Subtitles | بالطبع , لا احد فقط انا من سيعلم انكم راكون |
Karımın yengesini bir rakun kıçından ısırmış. | Open Subtitles | إن شقيقة زوجتى فى أنيونيتا طاردها راكون أمام بيتها و عضها فى مؤخرتها. |
Bir tehlike yaklaşmışçasına havlıyordu Bu bir tilki ya da rakun tehlikesi değildi. | Open Subtitles | كما لو أن الخطر كان قريب جداً في متناول يديه ولَيسَ مجرّد مرور راكون أَو ثعلب. |
Keseli sıçan, oklu kirpi, kokarca, sincap... ..rakun, amfibiyen. | Open Subtitles | بوسوم , قنفذ , ظربان سنجاب , راكون , برمائى |
Önce çikolata ve güllerle kandırır sonra ölü bir rakun gibi yolun kenarına atar seni. | Open Subtitles | ستلقي عليك الشوكولاه والورود ثم تلقيك على الشارع كأنك راكون ميت |
Evet, armasında tabanca tutan bir rakun vardı. | Open Subtitles | نعم , شعارها كان فيه صورة راكون حامل بندقيه |
Bu bant, eski Raccoon 7 spikerlerinden Terri Morales tarafından kaydedilmiş.. | Open Subtitles | هذا الشريط يوضح عمل سابق من قناة "راكون" المذيعة (تيري موراليس) |
Kurduğun bütün kapanlara rakunlar yakalanmış. | Open Subtitles | هناك حيوانات راكون في جميع الأفخاخ التي نصبتها |
Ben Inugami Gyobu, Matsuyama'daki 808 rakunun lideriyim. | Open Subtitles | انا اينوجامي جيوبو قائد لثمان مئة وثمانية راكون في ماتسوياما |
Ben çöp rakunu gibi dikkat dağıtırken senin gizlice arka kapıdan içeri girmeni istiyorum. | Open Subtitles | و الآن أريدكَ أن تتسلل من الخلف ـ بينما ألفتُ إنتباه أمّك ، بحيلة راكون سلّة المهملات ـ راكون سلّة المهملات ؟ |
Sindirilmemiş tohumların boyutuna bakarsak tahminim bir rakuna ait olduğu. | Open Subtitles | من حجمها ومن البذور غير المهضومة أظن أن منشأها راكون |
Görünüşe göre, rakunmuş. | Open Subtitles | . تبيّن لاحقاً أنّه مجرد راكون |
Racoon City sadece bir baslangiçti. | Open Subtitles | مدينة (راكون) كانت البداية فحسب |
Hayır, hayır, hayır, hayır. Bir rakundu. | Open Subtitles | لا، لا، لا كان مجرد حيوان راكون |
Otelin parkında, bir rakunla bir keseli sıçan, yarım paket patates kızartması için kavga etti. | Open Subtitles | راكون تشاجر مع أبوسوم" "بشأن نصف كيس من البطاطا المقليّة "في مرأب الموتيل" |
Hep canavar olur zaten. Canavar kadının tekinin gördüğü rakundur büyük ihtimalle. | Open Subtitles | .إنّه دائماً وحش .لا بدّ أنه ربة بيت أو راكون |
Pawnee rakunları. Onları özlemeyeceğime eminim. | Open Subtitles | راكون بوني، هو الشئ الوحيد الذي لن أشتاق إليه |