Ertesi gün Raleigh'e dönmek zorundaydım, bu yüzden bütün çevreye, güvenlik kameraları kurdum. | Open Subtitles | كان علي العودة إلى رالي ..باليوم التالي، لذا وضعت كاميرات مراقبة حول المحيط |
Doğuya doğru arabayla Raleigh tarafından 2 saat mesafede. | TED | إنها تقريبا ساعتين إلى الشرق سياقة من مدينة رالي. |
Benimle South Bloodworth Caddesi 915 numaraya gelin Kuzey Karolayna, Raleigh bölgesine, benim yetiştiğim yere. | TED | تعالوا معي الى شارع 915 جنوب بلادورث في رالي جنوب كارولانيا حيث ترعرعت. |
Teksas'da Amerika Rallisi yiyecek bittikten sonra nahoş bir hâl aldı. | Open Subtitles | في تكساس ، مات ثمانية أشخاص بعد أن تحول رالي أمريكا إلى شكل بشع بعد نفاد الطعام |
Yaptıkları, Walter Raleigh'i aşağıya kraliçenin ölümlü benliği ve ruhani benliğini fiziksel olarak birbirinden ayırması için göndermek oldu. | TED | وما فعلوه هو أنهم أرسلوا والتر رالي ليفصل جسديا نفسها البشرية الفانية عن روحها. |
Ölümlü tarafı için gönderilen Walter Raleigh kraliçeyi o benliğinden ayırdı ve artık kraliçe de ilahi olabilirdi. | TED | وكانت الذات البشرية الفتاة التي أرسل إليها والتر رالي وتدريجيا فصلها لتصبح حرة وتصبح ربانية. |
Raleigh, günde 6 saat kendini buraya kilitleyerek | Open Subtitles | رالي يقول أنك تقضين أكثر من ست ساعات يوميا في دورة المياه تشاهدين التلفاز |
Sanırım Sömürge Raleigh Müzesi Abbie'nin FBI'daki statüsünden pek etkilenmedi. | Open Subtitles | لدي أحساس بأن متحف الكولونيل رالي ليس متأثر بالنفوذ الفيدرالي لآبي |
Karısı Raleigh bölgesinde ev, okul bakmaya başlamış bile. | Open Subtitles | زوجته تبحث بالفعل عن منازل و مدارس في رالي |
Ücret 20 bin, Raleigh dışından arayan T.G. Duke, Koreliler... | Open Subtitles | الرسوم 20،000 مشرف فني في ديوك، خارج، رالي |
2 saat uzaklıktaki Raleigh'deydim ama bir saat içinde eve vardım. | Open Subtitles | كنت في رالي على بعد ساعتين ولكنني وصلت للمنزل في نصف الوقت |
Walter Raleigh'e aşık olduğu için, onu kraliçe yapan sebeplerden vazgeçiyordu. Sonra Walter Raleigh onun nedimesine aşık oldu ve karar vermesi gerekiyordu: savaşa giden bir kraliçe miydi yoksa olmak istediği mi... | TED | ولأنها وقعت في حب والتر رالي، كانت تتنازل عن ما كان يجعلها ملكة. بعدها والتر رالي وقع في حب وصيفتها، وكان عليها أن تقرر فيما إذا كانت ملكة تذهب إلى الحرب أو كانت تريد .. |
Greyhound'un gazına bastım Ve Raleigh'e sürdüm | Open Subtitles | قللت من شأن السلوقي وقدته داخل رالي |
Raleigh'e karşı davranışların hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لاتعجبني الطريقة اللتي تعاملين بها رالي |
Raleigh ve Dudley yeni kitaplarını tanıtmak için 11 üniversitede konuşma yaptı. | Open Subtitles | "رالي و دادلي ذهبوا في في جولة محاضرات" " لـ11 جامعة مختلفة " " للحصول على الدعم لكتابهما الجديد " |
Pekâlâ, bence Sör Walter Raleigh'i kutusuna geri koymanın zamanı geldi. | Open Subtitles | اعتقد انه حان الوقت لوضع السيد (والتر رالي) مجدداً في الحمام |
Haftaya Monte Carlo Rallisi'nde olacağım. | Open Subtitles | طوال الأسبوع القادم سأكون مشاركاً في رالي "مونت كارلو". |
- Sıradaki biziz. Sahip olduğumuz bir sonraki çok, çok yetenekli genç Bayan Ralli Berkowitz. | Open Subtitles | النجم التالي هو الموهوب الشاب لدينا الانسه رالي بيركوتز |
Yarin aksam Hex Rally seansi var... ama bu aksamdan baslayabilir miyiz diye merak ediyordum. | Open Subtitles | لدي رالي لجلب الحظ في ليلة الغد لكنني كنت أتساءل فيما لو بدأنا في هذه الليلة |
Rallye Motorları, hoşuma gitti. Ralliyle çağrışım yapıyor. | Open Subtitles | "رالي موتورز" إنه يعجبني إنه يأخذ وقع لطيف, نعم |
İşte Raley ve Ochoa'yı oynayan oyuncular. | Open Subtitles | هذان هما الممثّلان اللذان يؤدّيان دور (رالي) و(أوتشوا) |
Ayrıca Riley'ye olanlardan da sorumlu. | Open Subtitles | ربمآ يشعر بأنه مسؤول عن " ماحدث لـ " رالي |