| Yeni adam onu vurdu, Ryker için çalışan yeni adam. | Open Subtitles | قتله الرجل الجديد ، الرجل الجديد الذي يعمل لحساب رايكر |
| Bilmek istersin belki, oradaki Ryker'ın çiftliği. | Open Subtitles | إن أردت أن تعرف فهذه أرض رايكر كل المساحة هناك |
| Korkak olmayalım Ryker'ın istediği de bu. | Open Subtitles | دعونا لا نخاف منه فهذا مايريده رايكر بالضبط |
| Bölgedeki Riker adında bir ahbapla konuşuyordum. | Open Subtitles | هل تعرف ، كنت أتحدث مع شخص من المنطقة ، اسمه رايكر |
| Önce Neemo, sonra Riker. Chisum şimdi de Yargιç Wilson'ι çağιrttι. | Open Subtitles | البداية كانت مع نيمو ثم رايكر والآن ارسل شيزوم في طلب القاضي ويلسون |
| Bayan Raker sizden durmanızı istediğinde, durdunuz mu? | Open Subtitles | عندما طلبت منك الآنسة( رايكر ) التوقف هل توقفت ؟ نعم، بالطبع |
| Dediklerine göre, Bayan Raker, işleri aksatan, ...tartışmacı, işine bağlı değilmiş. | Open Subtitles | قالوا أن الآنسة (رايكر) كانت تشوش جو العمل تجَدَّال بأمور ليست متعلقه بوظفتها و ما كانت هذه |
| Sana Ryker, Ernie Wright'ı toprağından kaçırmana. | Open Subtitles | في صحتك يا رايكر لحملك إيرني رايت على ترك ملكيته |
| Bir adam daha vardı, büyük olasılıkla Ryker'ın kiraladığı. | Open Subtitles | رأيت رجلا آخر هناك والأرجح أن رايكر إستخدمه |
| Tanrı bu ülkeyi Ryker gibi adamlar için yaratmadı. | Open Subtitles | لم يخلق الله هذه المنطقة لتكون ملكا لرجل واحد مثل رايكر |
| Ryker oğlanlarının bu sefer işi ne acaba? | Open Subtitles | ماذا يريد رجال رايكر هذه المرة ؟ |
| Bir Ryker'ı, Jersey ineğinden bile ayıramazdım. | Open Subtitles | لا أعرف الفرق بين رايكر وبقرة جيرسى |
| Birşey kesin, Ryker daha iyi düşünecek. | Open Subtitles | أمر واحد أكيد سيعيد رايكر حساباته |
| Yarbay Riker, hala geminizden haber alamadığımızı bilmenizi isterim. | Open Subtitles | كوماندر رايكر مازلنا لم نسمع بعد من مركبتك |
| Sizi Birinci Subayımız Yarbay William Riker'la tanıştırayım. | Open Subtitles | أقدم لكى ضابطنا الأول الجديد القائد رايكر |
| Eğer Yarbay Riker bana daha fazla eğlence sunabilirse, gideceğim. | Open Subtitles | أنا سَأَرحلُ إذا رايكر زوّدُني ببَعْض التسليةِ. |
| Cliff Riker, yani eşi, bariz bir biçimde uçmuş ve aşırı heyecanlı halde ilk olarak, karısına yaptığını polislere de tattırmak istedi. | Open Subtitles | كليف رايكر زوجها كان تحت تأثير المخدرات بشكل واضح و كان غاضباً بشدة |
| Çünkü Bob Riker şeftali liköründen sarhoş olan mazuniyet gecesi flörtümü elimden almıştı. | Open Subtitles | لأن بوب رايكر جعل صديقتي ثملة بشراب الخوخ المسكر لقد سرقها مني |
| Merhaba. Seni Riker'ı yapmaya cesaretlendirdiğim için kızgın değilsin değil mi? | Open Subtitles | أنت لست غاضباً لأني شجعتك لأن تقوم بحركة الـ "رايكر"، صحيح؟ |
| Ben, Bayan Raker'in politik fikirleri benden farklı diye onu işten çıkardığımı söylemedim. | Open Subtitles | (لم أقل أني طردت الآنسة (رايكر لأن توجهاتها السياسية مختلفة عن توجهاتي |
| Hayır, Bayan Raker'i kovdum çünkü işte bölücülük yapıyordu. | Open Subtitles | لا لقد طردت الآنسة (رايكر) لأنها كانت تشوش على مكان العمل و لكن إن دعّمت |
| Ve işin gerçeği, Bayan Raker'in işyerinde bölücülüğe neden olduğu için işten kovulması amirin yetkisi dahilinde. | Open Subtitles | و الحقيقة أن هذا خارج مجال إختصاص العميد (أن يطرد الآنسة (رايكر بسبب التشويش في مكان العمل |