Belki onu uzun zaman beslemiş eli ısırmaktan vazgeçti. | Open Subtitles | ربما قرر بأن لا يعض اليد التي أطعمته في السنوات السابقة |
Yani Belki de Coleman, bu tartışmayı sonsuza dek sona erdirmek istemiştir. | Open Subtitles | لذلك، ربما قرر كولمان لإنهاء الحجة مرة واحدة وإلى الأبد. |
Belki de tanrı dualarımızı duydu ve dünya da yaşayan alkolik meleklerden biri de işi bitirdi. | Open Subtitles | حسنا ربما قرر الرب ان يجيب دعواتنا عبر ملاك سكران الذي يقود السيارة |
Ne bileyim... Artık öyle olmaya karar vermiştir Belki. | Open Subtitles | لا أعرف، ربما قرر أخيراً أنّه أصبح شبحاً |
Belki de elinden severek yaptığı işi aldığınızda geriye yapacak başka bir şeyi kalmamıştır. | Open Subtitles | اجل ربما قرر عدم تبقي شيء لديه بعدما حرمته من عمل احبه وعاش من اجله |
Belki ismini dünyaya duyurma vaktinin geldiğini düşünüyordur. | Open Subtitles | ربما قرر انه حان للعالم ان يعرف اسمه |
Belki 58 tanenin yeterli olduğuna karar vermiştir. | Open Subtitles | ربما قرر أن 58 سلاحاً كان كافياً |
Belki de iltica etmek için güzel bir gün diye düşünmüştür. | Open Subtitles | و ربما قرر أنه يوم لطيف ليتخلى عن ولاءه |
Belki şirketi satmamaya karar vermiştir. | Open Subtitles | ربما قرر ألا يبيع الشركة |
Belki de Zeddicus geldiği dünyanın Tarikat Büyüsü'yle hükmettiğim dünyadan daha iyi olduğuna karar vermiştir. | Open Subtitles | ربما قرر (زيد) بأنّ العالم الّذي أتي منه أفضل من العالم الّذي أحوز بهِ قوى (أوردن). |
Clemente çetesini küçük uçaklarda kokain taşımak için topladı. Belki de kendisi uçmayı öğrendi. | Open Subtitles | طاقم (كلمينتي) كان يستخدم طائرات صغيرة لنقل الكوكايين، ربما قرر الفرار بنفسه |
Belki bu sabah işe uçarak geliyordur. | Open Subtitles | ربما قرر عدم الذهاب الى العمل |
Belki de vazgeçmeye karar vermiştir. | Open Subtitles | أو ربما قرر أخيرًا الاستسلام |
Belki onlara şantaj yapmaya karar verdi. | Open Subtitles | ربما قرر أن ابتزازهم. |
Belki de müşterisinden biri karar verdi. | Open Subtitles | ربما قرر أحد زبائنها |