- Belki "belki'leri günün daha gündüz bir bölümüne saklayabiliriz kızlar. | Open Subtitles | ربما ربما يمكننا توفير الاحتمالات لجزء من النهار , يا فتيات |
- Belki küçük bir ceket ilave edebiliriz. - Modelini çizerim. | Open Subtitles | ربما يمكننا عمل تعديلات يا أوليج سأرسم التصميم |
Bulursan, Belki biz de ne olduğunu anlarız. | Open Subtitles | لو انك يمكنك أن تجده ربما يمكننا أن نخمن ذلك |
belki de, Javier evi ile ilgili konuları yemekte tartışabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا مناقشة خافيير البيت على العشاء في وقت ما. |
Belki bir şeyler içmek için buluşuruz ve bana ön tarafını gösterirsin. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نتقابل فيما بعد, وساعتها يمكن أن أراك من الأمام. |
Belki daha sonra şu taşıyıcı anne meselesini konuşabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا التحدث حول موضوع الولادة البديلة |
Pazar günü yaparsak Belki onu hazırlıksız yakalayabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا القبض عليه من الحرس إذا كنا نفعل ذلك يوم الأحد. |
Yaşlanma ve Alzheimer's konusunda uyku, yapbozun kayıp bir parçası ve bu heyecan verici çünkü Belki bu konuda bir şeyler yapabiliriz. | TED | ولكن كون النوم هو بمثابة قطعة مفقودة في اللغز التّوضيحي للشيخوخة ومرض ألزهايمر هو أمر مثير لأنه ربما يمكننا فعل شيء حياله. |
Belki bunu da görebiliriz. Bundan bahset. | TED | ربما يمكننا رؤية ذلك، حدثنا عن ذلك الأمر |
- Belki atıştırmak için durabiliriz. - Hayır, o bütçede değil. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نتوقف من أجل وجبة سريعة لا , هذا الأمر ليس موجود في الميزانية |
- Ama yukarıda bir şeyin dolaştığı kesin. - Belki onu buraya çekebiliriz. | Open Subtitles | ولكن شيئاً ما بالتأكيد يتحرك هناك ربما يمكننا جذبه بطريقة أو بأخري |
- Belki bir şeyler yiyebiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، ربما يمكننا الحصول على شيء ما لنأكله |
Ben çöpçüyüm. Mobileti bize vermeye ne dersin? Belki biz tamir edebiliriz. | Open Subtitles | انظر لما لا تعطينا إياها ربما يمكننا إصلاحها |
- Yine de bize onu bulmak için yardımcı olmuyor. - Ama Belki biz. | Open Subtitles | و مع هذا ، لا نستطيع أن نجدها لكن ربما يمكننا |
belki de kendimi biraz daha açık ifade edip sana gelmeliyim. | Open Subtitles | ربما يمكننا الحديث عن هذا ونحتسي القهوة لقد احضرتها كما تريدينها |
belki de engebeli bir yolda uzun bir yolculuk yapmalıyız. | Open Subtitles | أقصد ربما يمكننا أن نأخذ رحلة طويلة على طريق وعر |
Belki bir ara oturup yemek yeriz az da laflarız. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نخرج لتناول الطعام وقتاً ما ونتحدث قليلاً |
Ama biri kayar ve düşerse, Belki bir taşla iki kuş vururuz. | Open Subtitles | لكن اذا شعر احد بهبوط وسقط ربما يمكننا قتل عصفورين بحجر واحد |
Peki, peki. Belki daha sonra çekeriz. | Open Subtitles | صحيح، ربما يمكننا الحصول على البعض لاحقاً |
Belki daha sonra beraber yaparız. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نفعلها معاً ونقتسم الارباح |
Belki bu konuyu akşam yemeğinde tartışabiliriz, tabii müsaitseniz. | Open Subtitles | ربما يمكننا مناقشة الأمر خلال العشاء، إذا كنت متفرغة |
Belki bunu söylemenin daha iyi bir yolunu bulurlar ama öyleydi. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نفكر بطريقة أفضل لتوصيف هذا لكن هذا هو الوصف المناسب |
- Dışarıda içebilir miyiz? Tabii. Şehrin biraz dışına çıkmayı çok isterim. | Open Subtitles | حسنا، ربما يمكننا تناولها بالخارج أحب الخروج من هذه المدينة لبعض الوقت |
Belki birlikte öğlen yemeği yeriz, veya telefonda konuşuruz. | Open Subtitles | ربما يمكننا تناول وجبة الغداء أو ربما نتحدث عبر الهاتف؟ |
Teslim olursan sana yardımcı olabiliriz belki. | Open Subtitles | اذا قمت بتسليم نفسك ربما يمكننا مساعدتها |
Düşünüyordum da bir gün seçip şahin üriniyle sırılsıklam edebiliriz. | Open Subtitles | أعتقد ربما يمكننا اختيار يوم و نقعه فى بول صقر |