| Özür dilerim. İyi birine benziyorsun, ama zamanım yok. | Open Subtitles | آسفة، تبدو رجلاً لطيفاً ولكن ليس لديّ الوقت حقاً |
| Bak ne yapacağım, çünkü iyi birine benziyorsun. | Open Subtitles | سأخبرك بما سأفعل، تبدو لي رجلاً لطيفاً |
| Öğretmeni babasıyla tanıştığını söylüyor, iyi bir adama benziyormuş. | Open Subtitles | لقد قالت المدرسة بأنها قابلته، ويبدو أن رجلاً لطيفاً |
| Her daim iyi biri olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أنظر ، لقد علمت دائماً أنك رجلاً لطيفاً |
| Geçmişini unutmalı ve iyi bir adam olarak yetişmelisin. | Open Subtitles | أنت يجب أن تنسى الماضي وتكبر لتصبح رجلاً لطيفاً |
| Onunla tanıştığımda hoş bir adam gibi gözüküyordu ve iyi bir işi var. | Open Subtitles | بدا لي رجلاً لطيفاً عندما قابلته و لديه و ظيفةٌ جيده |
| Bak Gavin, sen iyi bir insan olma yeteneğine de sahipsin. | Open Subtitles | كما ترى، غافن. يمكنك أن تكون رجلاً لطيفاً. |
| Anlayamıyorum. Gayet iyi birine benziyor. | Open Subtitles | لا يهم ذلك ، يبدو رجلاً لطيفاً |
| İyi birine benziyordu. | Open Subtitles | لقد كان رجلاً لطيفاً |
| Sen iyi birine benziyorsun. | Open Subtitles | تبدو رجلاً لطيفاً |
| Çok iyi birine benziyordu. | Open Subtitles | - لكنك تبدو رجلاً لطيفاً - انا رجل لطيف |
| İyi birine benziyor. | Open Subtitles | يبدو رجلاً لطيفاً |
| İyi bir adama benziyorsun, bu yüzden sana küçük bir tavsiye vereyim. | Open Subtitles | تبدو رجلاً لطيفاً لذا سأخبرك بنصيحة. |
| Sen iyi bir adama benziyorsun. Adın ne? | Open Subtitles | اسمع تبدو رجلاً لطيفاً ما هو اسمك ؟ |
| iyi bir adama benziyorsun. | Open Subtitles | تبدو رجلاً لطيفاً |
| Senin gerçekten iyi biri olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد ظننت بأنك كنت رجلاً لطيفاً جداً |
| Sabrımı taşırmazsan iyi biri olabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني أن أغدو رجلاً لطيفاً حتى أحطمك |
| İyi biri olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أنه كان رجلاً لطيفاً |
| Kafası yere çarptığında ona bir şeyler oldu diye düşünüyorum çünkü şu anda aslında oldukça iyi bir adam sayılır. | Open Subtitles | أعتقد بأنه حينما اصطدم رأسه بالأرض لابد وأنه أطلق شيئاً ما في داخله لأنه أصبح الآن رجلاً لطيفاً جداً |
| Teorik olarak bu adamın öldürülmesinde bir çok sebep olabilir. Sonuçta iyi bir adam değildi. | Open Subtitles | لكن من الناحية النظريّة، يُمكن أن تكون وفاته حيال أيّ شيءٍ، فلمْ يكن رجلاً لطيفاً. |
| Pearl Harbor dövmeli hoş bir adam buldum onu yukarı çıkarttım ve Dan'in bizi bulmasına izin verdim. | Open Subtitles | لقد وجدت رجلاً لطيفاً لديه وشم بيرل هاربور، وأخذته إلى الطابق العلوي لأضاجعه... وأتحت الفرصة لدان ليكتشفنا. |
| - Hayır, tanıdım. Pek iyi bir insan değildi. | Open Subtitles | كلا، حظيت بوقت لأتعرف إليه لم يكن رجلاً لطيفاً جداً |
| Olmadığın halde nazik bir adam olmak dünyadaki en zor iştir. | Open Subtitles | اضطراري لأن أكون رجلاً لطيفاً هو أصعب عمل في العالم عندما لا يكون الشخص لطيفاً بطبعه |
| Oradayken çocukla tanışmıştım. İyi biriydi. | Open Subtitles | أعني , لقد قابلت الرجل عندما كنت هناك لقد كان رجلاً لطيفاً |
| O çok iyi bir insandı ve bana çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | لقد كَانَ رجلاً لطيفاً جداً ولقد قام بالكثير لمُسَاعَدَتي |
| çok iyi bir adamdı. | Open Subtitles | لقد كان رجلاً لطيفاً جداً |