Ed'in dudakları yaşlı bir adamın dudakları gibi değildi. | Open Subtitles | إد وأبوس]؛ وكانت شفاه لا لسان رجل كبير السن. |
Ed'in dokunuşları yaşlı bir adamın dokunuşları gibi değildi. | Open Subtitles | إد وأبوس]؛ كان الصورة التي تعمل باللمس لا لمسة من رجل كبير السن. |
Bir meth-kafa ve ölü bir adama aşık yaşlı bir erkekle olan tarihimi düşünürsek ilişkiler hakkında soru sormak için en iyi insan olmayabilirim ama belki de düşünmeye değer bir şey değildir. | Open Subtitles | قد لا أكون الشخص الأنسب للسؤال عن العلاقات، بما أن تاريخي تكبّري، ولأني رجل كبير السن محبّ لشخص ميت. |
O ana kadar Samantha yaşlı bir erkekle ilişkisi olduğuna inanmak istememişti. | Open Subtitles | حتى الآن، أنها لن نؤمن... ... انها ستنظر في علاقة مع رجل كبير السن. |
İhtiyar adam, genç asi polis memuruyla biraraya getirilir... Tanıdık gelmedi mi? | Open Subtitles | رجل كبير السن متزوج مع شرطي شاب متمرد يبدو مؤلوفاً؟ |
Ben yaşlı bir adamım Muhammed, onlarla mücadele edemem. | Open Subtitles | إنني رجل كبير السن يا محمد. إنني لا أستطيع تخويف هؤلاء الناس. |
Maalesef Ed'in kıçı yaşlı bir adamın kıçı gibiydi. | Open Subtitles | لسوء الحظ إد وأبوس]؛ كان الحمار الحمار من رجل كبير السن. |
Senden daha yaşlı bir adamın kolundaydın. | Open Subtitles | كنتِ على ذراع رجل كبير السن |
İhtiyar bizi kandırdı. | Open Subtitles | رجل كبير السن استغفلنا تماماً. |
Geber ihtiyar. | Open Subtitles | انت رجل كبير السن |
Burası artık Vahşi Vahşi Batı değil ve ben de yaşlı bir adamım. | Open Subtitles | هذا... هذا لم يعد الغرب المتوحش وأنا رجل كبير السن |
- Bak, ben sadece yaşlı bir adamım. | Open Subtitles | -انظر, انا مجرد رجل كبير السن |