Bu dünyadaki her erkek ve kadın kendisini korumayı öğrenmeli İngiliz. | Open Subtitles | كل رجل وامرأة في العالم يحتاجون لمعرفة كيفية الدفاع عن أنفسهم |
Suç ortakları olan... adam ve kadın ölü bulundular. | Open Subtitles | .. الشركاء في الجريمة رجل وامرأة وقد عثر عليه ميتيّن |
Garnizonda, yardımcı olmaya hazır 5000'den fazla kadın ve erkek askerim var. | Open Subtitles | لديّ أكثر من 5000 رجل وامرأة في هذا الموقع العسكري جاهزون للمساعدة |
Kaide üzerinde duran taş heykelin yanındaydık... klasik tarzda, bir adam ve bir kadın... yarım kalan hareketleri özel bir mânâ taşıyormuş gibi duran. | Open Subtitles | كنا قرب بعض الاشكال الحجرية على قاعدة صخرية رجل وامرأة في مشهد كلاسيكي من جمود تلك الايماءات , بدت تحمل بعض الاهمية |
Ama aslında, bir erkek ve bir kadın esas itibarıyla aynı yerde olduğunda o anda sahip oldukları duygusal ve işlevsel ihtiyaçlar çok benzerdir. | TED | لكن حين يجتمع رجل وامرأة غالباً، تكون حاجاتهما العاطفية والوظيفية حينها، متشابهة للغاية. |
Tanrı asla bir erkek ile bir kadın arasındaki cinsel ilişki kadar kutsal bir şeyin deneylere indirgenmesini istemez. | Open Subtitles | إنّ الرب لا يريد أبداً شيئاً أكثر قداسة من تدني علاقة بين رجل وامرأة لتنحصر في مثل هذه التجارب. |
Kalan adamla kadın da karı ve kocaları olmalı. | Open Subtitles | المتبقّيان... رجل وامرأة لابد أن يكونا الزوج والزوجة |
Bir erkek ve kadın arasındaki güçlü, mutlu bir birliktelik hem aile birimi hem de büyük ölçekte toplum için elzemdir. | Open Subtitles | إنّ وجود ارتباط قوي وسعيد بين رجل وامرأة يعتبر أمر حاسم لكل من وحدة الأسرة وللمجتمع ككل. |
Benim emirlerim altında, 763 erkek ve kadın ülkelerine hizmet etmek uğruna öldüler. | Open Subtitles | تطبيقا لأوامري، 763 رجل وامرأة ماتوا لخددمة الوطن |
Bu adaya peşimden gelen her erkek ve kadın buna maruz kalacak. | Open Subtitles | كل رجل وامرأة تبعني لهذه الجزيرة سيكون عُرضة لها |
Bir adam ve kadın seviştiğinde, bir şeyler olabilir, beklenmeyen durumlar. | Open Subtitles | عندما يقوم رجل وامرأة جعل الحب، في بعض الأحيان يمكن أن يكون هناك، غير مقصودة العواقب. |
Evinde duyduğum o kayıtta Rusça konuşan bir adam ve kadın vardı. | Open Subtitles | عندما سمعت أجهزة الصوت في منزل, كان هنالك رجل وامرأة يتحدثان اللغة الروسية |
İlk yıl bitmeden hepsi, her kadın ve erkek bir tür... bir tür gezegen gücüne yenik düştüler. | Open Subtitles | قبل انتهاء العام الأول، جميعهم، كل رجل وامرأة لقوا حتفهم على يد قوة غريبة موجودة على هذا الكوكب |
kadın ve erkek asıl şimdi bir arada olmaya en fazla ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | الآن هو الوقت الذي فيه رجل وامرأة بحاجة ماسّة أن يكونان معًا. |
Uzun yıllar önce... bir adam ve bir kadın varmış. İkisi de casusmuş. | Open Subtitles | في مرة من المرات كان هناك رجل وامرأة كان كلاهما جاسوس |
Bu gecenin performansını adamak istediğimiz bir adam ve bir kadın. | Open Subtitles | رجل وامرأة نرغب في إهداء عرض الليلة لهما |
Evet ne yazık ki onu izleyenler varmış. Bir erkek ve bir kadın ikisi de ölmüş. | Open Subtitles | أجل، وظهر أمام جمهور للأسف، مات رجل وامرأة. |
- Orada. Bir erkek ve bir kadın, beyaz önlüklerle otoparka iniyorlar. | Open Subtitles | رجل وامرأة يرتديان زي المختبر الأبيض يتجهان الى موقف السيارات |
Bir adamla kadın, hayatta kalmak için yalvarıyorlardı. | Open Subtitles | رجل وامرأة يتوسلان من أجل حياتهما |
Huronlar, düşmanlarının bütün erkek, kadın ve çocuklarını öldürür mü? | Open Subtitles | هل يقتل الـ هيرون كل رجل وامرأة وطفل من أعدائهم؟ |
Bu bir erkek ve kadının aşklarını birbirlerine gösterme şekli. | Open Subtitles | انه مجرد رجل وامرأة يظهران حبهما لبعضهما البعض |