| ...birden kıvırçık saçlı, başında şapkası olan, çok yakışıklı bir adam belirdi. | Open Subtitles | حينها ظهر ذلك الرجل الوسيم بشعره الاسود المجعد تحت قبعته رجل وسيم جداً |
| Kusura bakma ama kaşığımda yakışıklı bir adam var. Sonra gel. | Open Subtitles | أنا متأسف لكن هناك رجل وسيم في ملعقتي عليك أن تعودي لاحقا |
| Neale Donald Walsch. yakışıklı adam. 21. | Open Subtitles | نيل دونالد واش ,رجل وسيم ,عاش فى الجزء الاول من القرن 21 و |
| Arkadaşı o zaman, yarası olan yakışıklı adam. | Open Subtitles | صديقه إذاً , رجل وسيم مع ندبة. |
| Sen de egzotik bir yerden gelen yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | و أنت رجل وسيم من الجزء الغريب من العالم |
| Bayan Paradine, Andre LaTour'un yakışıklı biri olduğunu düşünüyor muydunuz? | Open Subtitles | سيدة بارادين, هل تعتقدى ان اندريه لاتور رجل وسيم ؟ |
| Ne bakıyorsun öyle? Daha önce hiç yakışıklı birini görmedin mi? | Open Subtitles | إلي ماذا تنظر, ألم تر يوماً رجل وسيم من قبل ؟ |
| Harika vücudu olan yakışıklı birisin. | Open Subtitles | أنت رجل وسيم مع جسد رائع |
| Yakışıklı adamsın, eminim bir çok kadını baştan çıkardığına eminim... | Open Subtitles | أنت رجل وسيم, أنا متأكدة أنت تجذب الكثير من الشابات |
| Kathy yarı çıplak kalıyor ve yakışıklı bir adamla seks yapıyormuş gibi yapıyor. | Open Subtitles | كاثي تصبح شبه متعرية وتمثل الجنس مع رجل وسيم |
| yakışıklı bir adam koridorda kendinden emin bir şekilde hızlıca yürüyor ve nikahın tam ortasında "durun" diyor. | Open Subtitles | رجل وسيم يجتاح القاعة ليخبرها أن توقف العُرس وهي على المذبح |
| Televizyondan gördüklerime göre biraz fazla saç ürünü kullanan yakışıklı bir adam. | Open Subtitles | مِن الذي رَأيتُه على التلفزيونِ، أنه رجل وسيم الذي يَستخدم مُنتَج شَعرِ أكثر من اللازمِ قليلاً. |
| Çok. Senin gibi yakışıklı bir adam işin içinde daha fazlası olmalı. | Open Subtitles | مع رجل وسيم مثلك , لا بدّ من أنّ هناك أمر يجري أكبر من ذلك |
| Richard iyi, Bir kaç yamuk dişi olmasına rağmen çok yakışıklı bir adam olmuş. | Open Subtitles | ريتشارد بخير هو رجل وسيم ولكن لم تعجبني اسنانه |
| yakışıklı adam beni canavarlardan kurtardı. | Open Subtitles | رجل وسيم أنقذنى من الوحوش |
| "Zengin bir ailesi olan yakışıklı adam" demem gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب أن أقول "رجل وسيم من عائلة ثرية |
| yakışıklı adam, beni canavarlardan kurtardı. | Open Subtitles | رجل وسيم أنقذني من الوحوش. -لقد وصل . |
| Çok yakışıklı bir adamsın. | Open Subtitles | أنت رجل وسيم جدا |
| yakışıklı bir adamsın, ben şimdi arabada bekleyeceğim. | Open Subtitles | أنت رجل وسيم سأنتظر بالسيارة |
| Afedersiniz, beyefendi. Sizin gibi yakışıklı biri neden sırada bekliyor? | Open Subtitles | عذراً سيدي، ما الذي يفعله رجل وسيم مثلك بإنتظاره في الصف؟ |
| Neden hiç eve onun kadar yakışıklı birini getirmedin? | Open Subtitles | لماذا لا تجلبين إلى المنزل رجل وسيم مثله ؟ |
| Gerçekten çok yakışıklı birisin. | Open Subtitles | أنتَ رجل وسيم حقاً. |
| - Yakışıklı adamsın. | Open Subtitles | انت رجل وسيم |
| Bütün haftasonunu yakışıklı bir adamla geçireceğim. | Open Subtitles | رجل وسيم سيأخذني إلى عش الحب في عطلة نهاية الإسبوع |