Sesini kısması için yalvardım sessizce söylemesi için ama kale almadı. | Open Subtitles | رجوته أن يخفض صوته، أن يغني بشكل هادئ ولكنه لم يهتم |
Oğlumu oraya götürebilmemin hiçbir yolu yoktu bu yüzden, benim yerime yapması için yalvardım. | Open Subtitles | لم يكن هناك طريقه لاحضر ابني الى ذلك المكان لهذا رجوته ان يفعل هذا لاجلي |
Biliyorsun kim olduğuma dair bir sırrım var, ben bunu saklaması için ona yalvardım... ama o dinlemedi. | Open Subtitles | إن لدي سراً عن ماذا أكونه انا لقد رجوته بأن يختفظ به من أجلى ولكنه لم يفعل |
İtiraf edecekti. Ona yalvardım. | Open Subtitles | كان سيعترف بذلك و قد رجوته , رجوته بأن لا يفعل ذلك |
Bir gün ona gittim ve benimle birlikte olması için yalvardım. | Open Subtitles | و بأحد الأيام, قصدته و رجوته بالوقوف إلى جانبي |
Dokuz ay boyunca her gece yalvardım. | Open Subtitles | رجوته أن لا يقوم بإجراء تلك المكالمة، كنت أتوسل إليه كل ليلةطوال 9 أشهر، |
Avukat tutması için yalvardım. | Open Subtitles | رجوته ليأتي بمحام |
Yıllarca ayrılması için yalvardım. Ama Gordon bir avukatın müvekkilini asla bırakmadığını, bunun ahlaki olmadığını söyledi. | Open Subtitles | {\pos(200,240)} لسنوات، رجوته بتركهم، لكن أخبرني (غوردان) بأنّ المحامي لا يتخلّى أبداً عن موكله، فهذا غير أخلاقي |
Gözlerini açsın diye yalvardım. | Open Subtitles | رجوته أن يفتح عينيه |
-Yardım alması için yalvardım, ama... | Open Subtitles | - . رجوته أن يبحث عن مساعدة , لكن . |