Düşünüyorum da bir adam bununla Hayatını geçindirebilir. | Open Subtitles | دائماً اعتبرت أنه يمكن للرجل كسب رزقه عبر القيام بهذا |
Evet, Hayatını yabancılarla konuşarak geçiriyor. | Open Subtitles | حسنا، أنه يكسب رزقه من الحديث مع الغرباء |
Babasının Hayatını kazanmak için dayak yemediği bir aile içinde çocuklarımızı yetiştireceğimiz konusunda anlaştığımızı sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أننا اتفقنا على أننا لن نربي البنتين في عائلة يكسب الوالد فيها رزقه من المصارعة. |
Hayatını kelimelerle kazanan bir adam için gerektiğinde onları bulmak ne kadar zormuş değil mi? | Open Subtitles | للرجل الذي يجني رزقه من الكلمات، فلابدّ أنّكَ تعاني وقتاً حجيميّاً في العثور على الكلمات حينما تكون ضروريّة |
İşiyle evliydi. Hayatını polis muhabiri olarak geçirdi. | Open Subtitles | كان متزوجاً من عمله، وكان يكسب رزقه كصحافي يحقق في الجرائم. |
Doc'ın Hayatını nasıl kazandığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف بالضبط كيف قدمت الوثيقة رزقه. |
Bir oyun bir erkeğe Hayatını kazanmak ve ailesini beslemek için ...gereken şeyi vermez. | Open Subtitles | اللعب لا يمنح الرجل رزقه و لا قوت أسرته |
Hayatını kazanmasının zamanıdır. | Open Subtitles | حان الوقت كي يكسب رزقه بنفسه |
Hayatını darbeler yaparak kazanıyorsa, | Open Subtitles | الذي يكون مصدر رزقه هو القتل |
Hayatını fuhuş yaptırarak sağlıyor ... | Open Subtitles | انه يكسب رزقه من البغاء |
- Hayatını böyle kazanıyor işte. | Open Subtitles | -إنه ما يكسب به رزقه |