Dört çizgi çizdiler ve içine iki kelime yerleştirdiler. "Ben aitim." | TED | رسموا أربعة خطوط وكتبوا كلمتين: "أنا أنتمي." |
Polisler suçlunun bir robot resmini çizdiler. | Open Subtitles | رسامو الشرطة رسموا تخيلاً لشكل المجرم |
Ne yaptılar? Vücuduna bu şeyleri mi çizdiler? | Open Subtitles | ماذا فعلوا رسموا تلك الأشياء عليك؟ |
Kıçımı spreyle boyadılar. Fort Anderson'un Güçlü Kaplumbağaları'ndan intikam almak istiyorum. | Open Subtitles | فقد رسموا على مؤخرتي أوّد الإنتقام مِن شباب حصن (أندرسون) السلاحف النهّاشة |
Karım Joanne hayattayken evimin önünü tebeşirle boyadılar, ben de hortumla temizledim. | Open Subtitles | عندما كانت زوجتي (جوان) على قيد الحياة، رسموا عند ممرّ مرآبي، و قد محيته. |
Sanmıyorum, boyamadığım yerleri boyamışlar bende heryeri boyadığını düşünüyordum. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك لكنه رسموا في المكان الذي رسمت فيه ... لذا أعتقدت أنكي تريدين الرسم على كل شيء |
Muhtemelen beraber boyamışlar. | Open Subtitles | على الأرجح رسموا ذلك لبعضهم البعض |
Şu hallerine bak. Sayfalarına resim çiziyorlar. | Open Subtitles | شاهدي كيف هم ممزقين لقد رسموا عليهم |
Ortaokul öğrencileri ile gençlere uygun parklar tasarlamaya çalıştığımızda, serbest paraşüt ve yelken kanat resimleri çizdiler (Kahkahalar) ve tramplenden kocaman köpük çukurlara atlama resimleri. | TED | عندما عملنا مع طلاب المرحلة المتوسطة لتصميم متنزهات صديقة للمراهقين، رسموا صورًا للقفز بالمظلات وللطيران الشراعي. (ضحك) وللقفز من الترامبولين إلى حفر كبيرة مملوءة بالرغوة. |
Ve onlar-- onlar-- bunu çizdiler.. | Open Subtitles | هم لقد رسموا هذا |
Bu resimleri senin için çizdiler. | Open Subtitles | رسموا هذه الصورة لأجلك |
Vay be. Burada tavanı boyamışlar. | Open Subtitles | رائع، لقد رسموا السقف هنا |
Bunu çiziyorlar. | Open Subtitles | هم رسموا هذا. |