ويكيبيديا

    "رصين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • düşüncelisin
        
    • ayık
        
    • düşünceli
        
    • ketum
        
    • saygılı
        
    • tedbirli
        
    • temiz
        
    • tedbirlice
        
    Çok düşüncelisin ama yapamam. Open Subtitles أنت رصين جداً، لكن لا أستطيع
    Ne kadar düşüncelisin. Open Subtitles يا له من فعل رصين.
    Warren Bloodworth'un ayık bir akrabası olacağı aklıma gelmezdi. Open Subtitles لا اتخيل أن لوارن بلودوورث قريب رصين ورزين
    All-star oylaması yaklaşıyor, seni kamuoyuna ayık ve temiz olarak göstermeliyiz. Open Subtitles مع اقتراب التصويت على نجم النجوم نحن بحاجة إلى إعادتك إلى عيون الجمهور و نجعلك تبدو لائق و رصين
    Ve ben böyle talihsiz bir olayı alıp, nasıl düşünceli bir seçime dönüştürdüğümü açıklarım. Open Subtitles وسأشرح كيف أخذت حادثة مؤسفة وحولتها إلى خيار رصين
    Ama bu gece biraz ketum davranmamız gerekiyor. Open Subtitles أنت وأنا يَجِبُ أَنْ أكُونَ رصين جداً اللّيلة.
    Bu düşüncesizce, umursamadan girişilen bir şey olmasının aksine saygılı, sağduyulu ve kutsal bir girişimdir. Open Subtitles ولهذا لا يدخل حيز النفاذ بغير تبصر أو بشكل غير لائق، بل بكل وقار، وفي إطار رسمي رصين.
    Git, tedbirli ol ve sıcak bir yemek istiyorsan çabuk gel. Open Subtitles إذهب وكن رصين وإرجع سريعاً ان كنت تريد وجبة ساخنة
    Evlilik düşüncesizce veya düşünmeden değil saygıyla, tedbirlice akıllıca ve içten yapılır. Open Subtitles لايدخل بدون بصيره ولو طفيفه لكن بشكل موقّر بشكل رصين بتبصّر، وبجدية
    Ne kadar da düşüncelisin. Open Subtitles ياله من أمر رصين
    Çok düşüncelisin. Open Subtitles هذا عمل رصين منكِ.
    Bir partiye sarhoş gittiğin zaman diğer kalan herkes ayık oluyor. Open Subtitles تعرفين عندما تذهبين لحفلة شرب، الجميع يصبح رصين.
    Ve o zamandan beri ayık olduğum söylenemez. Open Subtitles و، حسنٌ لم أكن بالضبط رصين مِن ذاك الحين
    düşünceli, yardımsever biri oldun ve trans çocuklarla falan ilgileniyorsun. Open Subtitles أصبحت رصين ومساعد وتقوم بمساعدة الأطفال المتحولين جنسياً،
    Alaycı olduğu kadar düşünceli ve kıymet bilen biridir. Open Subtitles أنه يحب السخرية ولكنه رصين وشاكر للجميل كذلك
    - Çok düşünceli bir yemeksin. Open Subtitles -أنتِ طعام رصين جداً
    Öyleydi. Fakat bir Amerikan olarak "ketum" kelimesinin anlamını bilmemenden endişelendim. Open Subtitles نعم، صحيح، لكنّي خشيتُ أنّ أمريكيّاً مثلك لن يفهم معنى "رصين"
    Sen ve Kraliçeye cesur, saygılı, akıllı ve sadık biri lazım. Open Subtitles رصين ، ذكى ، نشط و مخلص
    Bağımlılıktan temiz olarak kalması için bu işe ihtiyacı olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles أنتِ تعتقدين بأنه بحاجة لهذه الوظيفة ليبقى رصين
    O cesetleri tedbirlice ortadan kaldırman gerek. Open Subtitles عليك تدبر أمر تلك الجثث على نحوٍ رصين.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد