Ve sana söz veriyorum tatlım, istediğimiz her şeye sahip olacağız. | Open Subtitles | وأعدك يا عزيزتي, سنحصل على كل ما رغبنا به |
Öyle canımız istediğinde istediğimiz şeyleri değiştirme gücümüz yok. | Open Subtitles | لا نمتلك قوى خارقة لنغير الأشياء كلما رغبنا |
K'tano eğer özgür olmak istiyorsak ölmeye istekli olmamız gerektiğini öğreti. | Open Subtitles | كاتانو يعلمنا أننا يجب أن نكون راغبين بالموت إذا رغبنا بالحرية |
Eğer bayram sezonumuzun kapsamlı olmasını istiyorsak keçileri kaçırmışların da görüşlerine saygı göstermeliyiz. | Open Subtitles | إذاً رغبنا فعلاً بجعل موسم الإجازة، شاملاً علينا جميعاً إحترام وجهات النظر المضروبة |
James ve ben Grammy Ödüllerinde sahne arkası istiyorduk. | Open Subtitles | جيمس وأنا رغبنا في الدخول ألى وراء الكواليس في الجرامي |
Çünkü hepimiz iskeletin nasıl göründüğünü görmek istiyorduk. | Open Subtitles | لأنّنا جميعاً رغبنا في رؤية كيف سيبدو شكل الهيكل العظميّ |
İstesek bile ona ateş etmemesini söyleyemeyeceğiz. | Open Subtitles | ونحن لن نكون قادرين على منعه من اطلاق النار حتى وان نحن رغبنا في ذلك |
İstersek burada aylarca kalabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا البقاء هنا لإشهر لو رغبنا في ذلك. |
Geçmiş, nadiren istediğimiz gibidir. Gelecek ise muallakta. | Open Subtitles | نادرًا ما يكون الماضي كما رغبنا فيه ولكننا نظل جاهلين بالمستقبل. |
Ailelerimizin ve arkadaşlarımızın katılacağı büyük bir düğün istediğimiz için masrafları karşılayabilecek duruma gelene kadar beklemek zorundaydık. | Open Subtitles | لقد رغبنا في حفل زفاف كبير مع الكثير من العائلة و الأصدقاء لذلك إنتظرنا حتى يمكننا تحمل التكاليف |
Ve bu büyük beklentilerin sonucu olarak, beraber çalışmak istediğimiz öğrencileri bulmaya başladık onlara nasıl yardım edebileceğimizi düşündük, sadece fen ve mühendislik derslerini geçmeleri için değil, en iyi olmaları, sivrilmeleri için. | TED | وكنتيجة لتلك التوقعات العالية، بدأنا في ايجاد طلاب رغبنا بالعمل معهم لنرى ما يمكننا عمله لمساعدتهم، ليس مجرد أن يتمكنوا من الاستمرار في العلوم والهندسة، ولكن ليصبحوا الأفضل، ليتفوقوا. |
Ama ben ve kocam Lux'ı Tasha'yı istediğimiz kadar istedik. | Open Subtitles | ولكنني "وزوجي رغبنا بوجود "لوكس "بالقدر نفسه الذي رغبنا به "تاشا |
Ama bizim asıl yapmak istediğimiz HIV'nin yayılmasını engellemek, müşteriyi düşünmek zorundayız, davranışlarının değişmesi gereken insanları -- çiftleri, genç kadınları, genç erkekleri -- onların hayatı buna bağlı. | TED | ولكن إذا رغبنا فعلياً في وقف إنتشار مرض الأيدز، فيتعين علينا أن نفكر في مزاج المستهلك، تلكم الشريحة التي تحتاج إلى تغير مفاهيمها -- الأزواج، الشابات، والشباب -- والذين تتوقف حياتهم كلية على ذلك. |
- Bu bizim her zaman istediğimiz şeydi. | Open Subtitles | كان كل ما رغبنا عمله - حتى الثلاثين - |
Şimdi bir ayak oluşturmak istiyorsak, neler yapmamız gerekiyor? | TED | الآن، إذا ً رغبنا بتصميم قدم، مالذي علينا فعله ؟ |
Eğer eyalet şampiyonluğunu istiyorsak ona ihtiyacımız var. | Open Subtitles | و إذا رغبنا فى أداء عروض جيدة ، فنحن بحاجة لها |
Ama eğer bunu atlatmak istiyorsak, birlikte çalışmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لكن إذا رغبنا بأَنْ نَجتاز هذا، يَجِبُ أَنْ نَقوم به معـاً |
Popüler olmak istiyorsak proaktif olmalıyız. | Open Subtitles | إن رغبنا بأن تصبح لنا شعبية واسعة, فيجب أن نكون خلاقين |
Bebeğimiz olsun istiyorduk. Harika bir hayatımız olacaktı. | Open Subtitles | لقد رغبنا في أن نحظى بطفل، وكنا سنحظي بتلك الـ... |
Onu hepimiz istiyorduk, sırf en büyük benim diye... | Open Subtitles | رغبنا فيها جميعنا لكن فقط لكوني الأكبر بينكم... |
Bu sabah gerçekleşen barış elçileri cinayetleriyle ilgili birkaç soru sormak istiyorduk. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}رغبنا طرحَ بضعةَ أسئلةٍ عليكَ عن جرائمِ سفيرِ السلامِ صباحَ اليوم. |
Sana sahip olmamıza izin verilmediği için oraya gitmemiz gerekiyordu ama seni o kadar çok istiyorduk ki kuralları pek umursamadık sonra da şehirden çok uzakta yaşayan annenin doktor bir arkadaşının yanına gittik. | Open Subtitles | -حسنًا، إنه المكان الذي اضطررنا أن نذهب إليه .. لأنه لم يكن مسموح لنا بالحصول عليكِ، ولكننا رغبنا بكِ كثيرًا.. لدرجة عدم اهتمامنا بالقوانين، لذا ذهبنا إلى طبيب صديق لأمكِ.. |
Biz istesek de istemesek de bu mekan açık kalacak. | Open Subtitles | سيستمر هذا المكان في العمل سواء رغبنا في ذلك أم لا |
Eğer istersek onu alabiliriz biliyorsun. Eğer kafaya koyarsak NTAC'e girip onu alabiliriz. | Open Subtitles | تعرف أن بإمكاننا أخذه لو أردنا يمكننا إختراق المبنى لو رغبنا |