Tıpkı annenin önüne gelen her denizciye verme isteği gibi. | Open Subtitles | مثل رغبه والدتك ان تكون مختلطه مع البحاره |
Norveç hükümetinin isteği de bu doğrultuda. | Open Subtitles | و هى ايضآ رغبه الحكومه النرويجيه |
Bundan böyle ne zaman bana baksan kontrol edemediğin bir şekilde çığlık atma isteği duyup kaçacaksın. | Open Subtitles | ...ومن الان فصاعداً ، عندما تنظرين إلي سيكون لديك رغبه لايمكنك التحكم بها لكي تصرخي وتهربي بعيداً |
Yoksa tutumunun en iyi durumda patolojik bir ilgi çekme ihtiyacı, en kötü durumda psikopat bir ölüm arzusu olmasından dolayı endişeli mi? | Open Subtitles | أو بالقلق ؟ بأنك فى الواقع قد إخترت أفضل طريقه لجذب الإهتمام بأن تبدى رغبه إنتحاريه |
Şöyle olacak... Madem kızımın arzusu böyle... | Open Subtitles | أساسيا, إذا كانت كذلك رغبه إبنتي |
Sizinle konuşacak ne vaktim var ne de niyetim. | Open Subtitles | أنت شخص بغيض وليس لدى أى رغبه فى التحدث معك,طاب يومك |
Hikayemi dinlemek istiyorsanız, saklamaya niyetim yok. | Open Subtitles | ان كنتم تريدون سماع قصتى ليس لدى رغبه فى ان احجبها عنكم. |
Bu konseyin isteği değil! | Open Subtitles | هو ليس رغبه المجلس |
Babamızın isteği -- ve Babamız kanundur. | Open Subtitles | هو رغبه الاب، وهو القانون |
İnsani bir ölüm isteği. | Open Subtitles | رغبه الموت الانسانيه |
Bak, bilinçaltının derinlerinde doyumsuz bir çatışma arzusu vardır. | Open Subtitles | توجد رغبه لا تُشبع في القتال |
Kralın arzusu da aynısı olacak, yani. | Open Subtitles | فهي رغبه الملك |
Beynini dağıtmak ya da araba boyanı mahvetmek gibi bir niyetim yok ama Sydney Bristow'un yerini söylemezsen ikisini de yaparım. | Open Subtitles | ليس لدى رغبه فى تفجير رأسك ولكنى سأفعل,الا اذا أخبرتنى أين سيدنى بريستو |
Öyle bir niyetim yok. | Open Subtitles | ليس لى رغبه ف الأبتهاج |