Beslenme düzeni çocukluğundan beri aynı en sevdiği şey mısır gevreği. | Open Subtitles | لم يتغير نظامه الغذائي منذ طفولته طعامه المفضل هو رقائق الذرة |
Peynirli omlet, yanında da bolca mısır gevreği olsun. | Open Subtitles | بيض مقلي مع الجبنة المبشورة, والكثير من رقائق الذرة. |
Buzdolabında meyve suyu, yumurta ve süt var. mısır gevreği dolapta. | Open Subtitles | هناك عصير، وبيض في الثلاجة و رقائق الذرة في الدولاب |
mısır gevreği yerken görmüştüm, kaşıklıyordu. | Open Subtitles | لقد سبق وأن رأيتها تأكل رقائق الذرة لكنها تقوم بغرفها |
Bu şişman kostümü mısır cipsi kokuyor. | Open Subtitles | هذا اللباس رائحته مثل رقائق الذرة |
Gerçek bir sütle bir tabak dolusu mısır gevreği ve dilimlenmiş muz. | Open Subtitles | وعاء من رقائق الذرة مع الحليب الحقيقي وشرائح الموز. |
İç çamaşırımla otururken mısır gevreği yiyip köpek yarışması izliyorum. | Open Subtitles | أنا في رقائق الذرة الملابس الداخلية الأكل، و مشاهدة عرض الكلب. |
Tabii, ışık gibi, sesi de bir giysi rafını işaret etmek için kullanabilmek, ya da mısır gevreği, ya da diş macunu veya bir sinema bekleme salonundaki bir konuşan plak için. | TED | وطبعا مثل الضوء انه لشيء رائع أن تكون قادرا على إصدار صوت لتسليط الضوء على أحد رفوف الملابس أو رقائق الذرة أو معجون الأسنان أو لوحة إخبارية في صالة سينما |
Biraz, biraz mısır gevreği yiyeceğim. | Open Subtitles | أنا، أنا سوف أكل بعض رقائق الذرة. |
- Belki mi? Kafatasından mısır gevreği yiyecekler. | Open Subtitles | سيلتهمون جمجمتكِ مثل رقائق الذرة, حسنٌ؟ |
Kahvaltı masasında biraz mısır gevreği var. | Open Subtitles | إنظر، هناك بعض رقائق الذرة على الطاولة. |
Bu nedenle şu anda, ister sağ kolunu oynat, istersen kafanı salla istersen de bir sonraki perşembe sabahı meyveli şekerleme ya da mısır gevreği yemeye karar ver. | Open Subtitles | لذلك ، سواءٌ حركت ذراعك الأيمن الآن أو أومأت برأسك أو اخترت أن تأكل حبات الفواكه المجففة أم رقائق الذرة صباح الخميس المقبل |
mısır gevreği kutularına benzeyen kocaman, ürkünç ölü odaları. | Open Subtitles | صناديق رقائق الذرة المخيفة |
Peter, taze mango ve sana da mısır gevreği Francie. | Open Subtitles | و (بيتر) أنت تحب فاكهة المانجا و رقائق الذرة من أجلك يا (فرانسيس) |
Lucy, hamile kaldığım zaman iki şey öğrendim mısır gevreği ketçapla muhteşem oluyor ve bazen bencil olman gerekiyor. | Open Subtitles | (لوسي)، عندما حبلت، تعلمت شيئين.. الكاتشاب على رقائق الذرة لذيذة وأحيانا عليكِ أن تكوني أنانية |
Kalan mısır gevreği Stéphane'nin. | Open Subtitles | رقائق الذرة ل ستيفان |
Yere biraz mısır gevreği döktüm. | Open Subtitles | لقد أوقعت رقائق الذرة. |
Dün mısır gevreği ve pizza yedim. | Open Subtitles | أكلت رقائق الذرة آمس وبيتزا |
--Son mısır cipsi paketini aldınız. | Open Subtitles | - - انت حَصلتَ على آخر كيس من رقائق الذرة. |
Biraz alayım, mısır gevreğine bayılırım. | Open Subtitles | سآخذ البعض منه، أيضاً أحب البعض من رقائق الذرة |
Sabahları birkaç kaşık kahvaltı gevreği yiyip gün içerisinde birkaç salam dilimini paylaşıp birazcık peynirle tüketmeye kadar düşmüştük. | Open Subtitles | نحن حرفيا نزلنا لأسفل لتناول ملعقتين من رقائق الذرة ونتشارك بعض شرائح السلامي في اليوم مع قطع الجبن |
Al, mısır gevreğini ye. | Open Subtitles | خذ، تناول رقائق الذرة |