Başka artış yok, anlaştığınız gibi bahis 500 milyon doların altında. | Open Subtitles | لا رهانات زياده سوف نكون تحت 500 مليون دولار, كما أتفقنا |
Kıran kırana bir yarış seyirciler büyük miktarlarda bahis oynadı. | Open Subtitles | ويتعين عليهم أن يفوزوا، فلدينا رهانات كثيرة من الجمهور اليوم |
- Ama bahisler açıldı. - Herkes Roz diyor. - Ne? | Open Subtitles | حتى الان هناك رهانات كثيره على أنها روز أوه ماذا ؟ |
Ebeveyn olunca çocuklarına karşı büyük bahisler oynamak ne demek anlayacaksın. | Open Subtitles | ستفهمين حين تكونين والد وضع رهانات كبيرة ضد أطفالك |
Haydi, arkadaşlar, aferin! En hızlı içen üzerine bahse girdim. | Open Subtitles | هيا يا رفاق، هكذا، لقد أخذتُ رهانات على الذي يمكنه أن يشرب أسرع |
Müşterek bahisçi gibi konuştun. | Open Subtitles | تبدو كما لو كنت سمسار رهانات و أنا أدين له بحياتى |
Evli kadınlarla takılan pek çok kişi tanırım ama kocası borcunu ödesin diye rehin dükkânı soyanına ilk defa rastlıyorum. | Open Subtitles | العديد من الرجال يعبثون مع النساء المتزوجات ولكنك الوحيد الذي أعرفه يسرق مكتب رهانات |
Kıran kırana bir yarış... seyirciler büyük miktarlarda bahis oynadı. | Open Subtitles | ويتعين عليهم أن يفوزوا، فلدينا رهانات كثيرة من الجمهور اليوم |
Üzgünüm efendim. Yarış başladıktan sonra bahis kabul edemiyoruz. | Open Subtitles | عذراً يا سيدي لا يمكننا القبول بأي رهانات حالما يبدا السباق |
Çoğu köpek kemiği gibi ama başka şeyler de var: biraz çöp, bahis fişleri. | Open Subtitles | ولكن هناك أشياء أخرى أيضاً بعض القمامة، وتذاكر رهانات |
Diyelim ki ona bahis oynattığımı varsaydık. | Open Subtitles | دعونا نقل ـ ظنيّاً ـ أنّي قبلت رهانات له. |
Bana anlattığına göre, üniversitede tenis oynarken benim ilk maçımı kaçırma sebebi, aleyhimde bahis oynamak için bahisçi aramasıymış. | Open Subtitles | و يقول لي انه قد فوت اول مباراة سكواتش لانه كان مشغولا بالبحث عن مكتب رهانات. |
Sporda bahis oranı aniden değişince olur. | Open Subtitles | أجل, هو عندما تتغير رهانات الرياضة بشكل سريع |
Ufak bahisler yani. Stres atmak için iyi oluyor. | Open Subtitles | رهانات صغيرة، حسناً، ولكن طريقة جيّدة لتخفيف التوتر. |
Futbol sezonlarında çocuklarla, kolej maçlarına bahisler açardık | Open Subtitles | خلال موسم كرة القدم أخذنا رهانات من أصدقائنا على ألعاب الكلية |
En düşük bahisler... 50,000, 100,000 hatta bir milyon. | Open Subtitles | .. رهانات صغيرة .. خمسون ألفاً، مائة ألف |
Bol şans dediğimde bahse başlamak yok. Bol şans Brian. | Open Subtitles | لا رهانات عندما أقول فلتبدأ بران ابدأ |
Müşterek bahisçi gibi konuştun. O maymuna hayatımı borçluyum. | Open Subtitles | تبدو كما لو كنت سمسار رهانات و أنا أدين له بحياتى |
Vadinin oradaki bir rehin dükkânını soymamı istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون مني سرقة مكتب رهانات في الزقاق |
Gamma Phi'de kumar Gecesi varmış barbut masasında fena gaza geldim. | Open Subtitles | بيت جاما فاي عندهم حفلة رهانات وكنت متألقة على طاولة الكرابس |
Amerika büyük riskler alarak gizli bir savaşa müdahil olmayı sürdürüyor. | Open Subtitles | الولايات المتحدة تستمرّ بالدخول في حرب سرية ذات رهانات خطيرة جدًا |
Bob Geer adlı bir adam tarafından iki ay önce rehinci satıldı. | Open Subtitles | تم بيعها الى مكتب رهانات منذ شهرين بواسطة شخص اسمة بوب جير |
Sen tanınmıyorsun. Seninle beraberken daha iyi bahislere girerim. | Open Subtitles | أنت غير معروف سأحصل على رهانات أفضل معك |
bahislere son çağrı. bahis kapandı. | Open Subtitles | آخر نداء للرهان لا رهانات أكثر |
Charlie'nin bu eve koydurduğu üç tane ipotek vardır. | Open Subtitles | على (تشارلي) ثلاث رهانات عقارية على هذا المكان |