ويكيبيديا

    "روعة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • harika
        
    • güzel
        
    • muhteşem
        
    • havalı
        
    • mükemmel
        
    • güzelliği
        
    • müthiş
        
    • en
        
    • inanılmaz
        
    • olağanüstü
        
    • tatlı
        
    • hoş
        
    • süper
        
    • görkemli
        
    • çekici
        
    Bunu her akşam söylüyor olmak ne kadar da harika. Open Subtitles ما مدى روعة أنني أستطيع قول هذا كل ليلة ؟
    Gezegendeki en harika işlerden birine sahipsin. TED تشغلين أحد أكثر الوظائف روعة في العالم.
    Bob, bence Amerika dünyanın en güzel yeri. -Çok güzel olmuşsun. Open Subtitles حسنا، بوب فقط إفكّر أن أمريكا المكان الأكثر روعة في العالم.
    Bethany, New York ve Boston etkinliklerini ayarladı ve cidden yaptığımız en güzel etkinliklerdi. TED بيثاني عملت في مدينة نيويورك وبوسطن، وقد كانت بجد أكثر الأحداث روعة التي قمنا بها.
    Tamamen yeni şeyler keşfetmek ve cehaletimizin muhteşem manzaralarını izlemek istiyoruz. TED نريد اكتشاف مناطق جديدة كُليًّا، و نتبحّر في روعة الأشياء المجهولة.
    Öyleyse Heo Joon Jae memurlardan daha havalı bir iş yapıyor. Open Subtitles إذا هو جون جي يقوم بعمل أكثر روعة من الموظف الحكومي
    Sonra da kendimi şunu düşünmekten alamıyorum, bu canlılar tam bir doğa harikası, milyonlarca yıllık evrimle mükemmel olmuşlar. TED ولكن ينتهي بي المطاف في التفكير حول روعة هذه الكائنات، التي تم ضبطها بدقة بفعل ملايين السنين من التطور.
    Orada bulunanlar bilir, harika mercan kayalıkları, harika dalış ve şnorkelle yüzme imkanları vardır. TED من زارها يعرف روعة شعابها المرجانية، ومتعة الغوص والغطس في بحارها.
    Ve sanırım, birazdan önemli bir kısmını okuyacağım, en başta söylediklerimi özetleyen daha da harika bir konuşma, paradan çok yaşam olduğuna inanma konusunda ve paradan daha çok denememiz ve ölçmemiz gerekenler hakkında TED وأعتقد أن خطاب أكثر روعة الذي سأقرأ جزءا كبيرا منه التي يلخص ما قلته في البداية عن الاعتقاد هناك ما هو أكثر من المال في الحياة والكثير مما يجب علينا تجربته وتدبيره من المال
    Özür dilerim, fakat bütün bu stüdyo, bütün bu harika yer, gözüme takılan hazine idi. Open Subtitles آسف لكن رغم كل روعة الاستديو هذا الكنز الذي جذب عيني إنه الجمال بذاته
    Belki o zaman evlendiği kişinin ne kadar harika biri olduğunu anlar. Ne? Open Subtitles وقد يدرك عندئذٍ روعة المرأة التي تزوجها.
    Bu dudak okuma olayını halledebilirsek, ne kadar harika olacağının farkında mısın? Open Subtitles إن جرت قراءة الشفاه كما يجب الليلة، أتدري مدى روعة ذلك؟
    Kısa bir süre sonra çok güzel bir şey öğrendim. Tıp alanında çalışmak için matematik kullanabilirdim. TED بعد ذلك بفترة قصيرة، عثرت على أكثر الأشياء روعة: أنني أستطيع استخدام الرياضيات لدراسة الطب.
    Bir de bahardaki park gibi, diğerinin daha güzel olacağını hayal etmeyi seviyorsunuz. Open Subtitles و تحب أن تتخيل أن الآخر أكثر روعة مثل الربيع فى المنتزه
    Joe, bu kesinlikle en güzel düğündü, değil mi? Open Subtitles جو , ألم يكن هذا هو الزواج الأكثر روعة على الاطلاق ؟
    Ve ne kadar muhteşem bir hayatım olduğunu düşünmeden edemiyordum. Open Subtitles لم أستطع أن أتجنب التفكير فى روعة الحياة التى أعيشها
    Ve torunlarınıza bu sürecin bir parçası olduğunuzu anlatmak ne kadar da havalı olurdu. TED ما مدى روعة ذلك أن تخبر أحفادك أنك كنت جزء من ذلك؟
    Bu da bahsettiğimiz kritik rakamların ikincisiydi. karanlık enerjinin gücü ve onu açıklamak, Higgs alanında gördüğümüzden daha mükemmel bir seviyede ayar gerektiriyor. TED إذاً هذا هو ثاني الأرقام الخطرة، قوة الطاقة المظلمة، وتفسيرها يتطلب مستوى أكثر روعة من الصقل أكثر من ما نرى في حقل هيغز.
    Gördüğün gibi, bu makinenin güzelliği dergileri yakarken yemeğini pişirmesi. Open Subtitles روعة الآلة تكمن في أنّها تطهو الطعام بينما تحرق المجلّات.
    10 yaşındayken bunun ne kadar müthiş birşey olduğunu anlamamıştım. TED وعندما كنت في العاشرة، لم أكن أدرك مدى روعة هذا الأمر.
    Tamamen imkansız görünen şeyler yapan inanılmaz insanlarla çevriliyiz. TED نحن محاطون بواسطة أكثر الشعوب روعة الذي يعملون أشياء يبدو من المستحيل تماما فعلها.
    Bu olağanüstü ama bu doktorlarla çalışıp onları bir araya getirmeye çalışmanın en ilginç yanını söyleyeyim size. TED هذا رائع ولكني سأخبركم بأكثر الأمور روعة فيما يعنيه العمل مع الباحثين لحشدهم سوية
    İki tarafında, diğerinin gazının dünyanın en tatlı şeyi olduğunu keşfettiği dönem. Open Subtitles حيث يجد الجانبين غازات الآخر تزداد روعة وإثارة بل الأروع في العالم
    - Anlarsınız ya, içimi sızlatır bu benim! - Ne hoş, değil mi? Open Subtitles أتعلم، يُصيبني ذلك بوخز بسبب روعة غنائهم، أليسوا رائعين؟
    Tabiki eğer bunun ne kadar süper bir şey olduğunu gösteren bir grafik varsa, bu çok çok yüksek bir sıralamaya sahip olmalı. TED الآن بالطبع، إن كان هناك مقياس لمدى روعة ذلك، كان هذا ليصنف عاليا وعاليا للغاية.
    Bir Xmas gecesi, tüm geceler içinde en görkemli ola-- Open Subtitles و في عشية عيد الميلاد أكثر ليلة روعة في...
    Ufuktan daha ilgi çekici olan çok az sey vardır -- tabii birkaç tane ufuk dışında. TED هناك بعض الأشياء تكون أكثر روعة من الأفق عدا الآفاق المتعددة و

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد