Hareket halindeyken arabada düzgün durmazsan, birisi bir miktar iğrenç gaz çıkartacak. | Open Subtitles | في يومن ما ونحن ننقل أحد المجرمين شخص ما أطلق ريحاً عفنه |
Galiba bir şeyler yemeden önce gaz çıkarman gerekiyor. | Open Subtitles | اعتقد انه لا يمكنك تناول اى شئ حتى تطلق ريحاً |
Ben bir kere çok güldüğümde osurunca, o da çok gülmekten osurdu. | Open Subtitles | حتى عندما أضحك بشدة أصدر ريحاً وعندما تضحك هي بشدة تصدر ريحاً |
Senden bir rüzgar gönderip bu sisi kaldırmanı istiyoruz. | Open Subtitles | نتوسل إليك أنّ ترسل علينا ريحاً لترفع عنا هذا الضباب. |
Bir tane saldım ve koku yavaşça etkisini gösterecek. | Open Subtitles | لأنني أخرجت ريحاً للتو و أعتقد انه سينتشر ببطء |
yellendin mi, Ray? | Open Subtitles | ــ هل أخرجت ريحاً يا راي؟ هل فعلتها بحق الجحيم؟ |
Ama benim önümde gaz çıkarmıştın. | Open Subtitles | حسناً .. انتِ اخرجتي ريحاً امامي |
Öyle sandım ama gaz olmadığını anladım. | Open Subtitles | فعلتُ ذلك و مِن ثم أدركتُ أنها لم تكُن ريحاً... |
Ve sonra ver elini sessizlik... öldürücü gaz kokuları eşliğinde. | Open Subtitles | و إعتاد بعدها أن يطلق ريحاً بصمت |
O da benimki sanıp Jonah'ın yastığına osurdu. | Open Subtitles | وهو اطلق ريحاً على وسادة جونا وهو يعتقد انها ملكي |
Kanada sağlık bakanı olarak işe başladın ve 3 ay sonra karın yüzüne vajinasından osurdu. | Open Subtitles | بدأت بوصفك وزير الصحة الكندي و من ثمّ بعد ثلاثة شهور زوجتك أطلقت ريحاً على وجهك |
Belki bir kasırga değil ama rüzgar yapabiliyorum... | Open Subtitles | إسمعي أستطيع أن أصنع ريحاً, قد لاتكون إعصاراً |
Şiddetli bir rüzgar esip hepsini süpürmüş sanki. | Open Subtitles | كما لو أنّ ريحاً عظيمة هبّتْ مُنظّفةً إيّاها. |
Bir tane saldım ve koku yavaşça etkisini gösterecek. | Open Subtitles | لأنني اخرجت ريحاً للتو , و أعتقد انها ستنتشر ببطىء |
Ona sen mi yellendin diye sordum inkar etti. | Open Subtitles | لقد سألته إن كان قد أطلق ريحاً وأنكر ذلك |
Tam suratıma doğru osuruk saldı. O yüzden kafasını kıçıma doğru tuttum ve ona koca bir osuruk koklattım. | Open Subtitles | لذلك أخذت رأسها وحشرتها في مؤخرتي وأطلقتُ ريحاً عظيماً لها |
Üstüne pisler, osurur, beynini ezmek için her şeyi yapar. | Open Subtitles | سيكون لئيماً معك , ويطلق ريحاً عليك سيفعل أي شيء ليهرس رأسك |
Türkiye Karikatür Karalama Tahtası Hizmet İşleri. | Open Subtitles | حيوانات الخارج لا يمكنها أن تخرج ريحاً بالداخل |
- Evet, ben de arabandayken osurmadım. | Open Subtitles | أجل، ولم أطلق ريحاً فحسب في سيّارتكَ. |
Ben öyle yellenmem. | Open Subtitles | تبّـاً أنا لا أطلق ريحاً كهذا |
Karım ne zaman sinirlense yellenirdi. | Open Subtitles | زوجتى إعتادت على أن تخرج ريحاً عندما تكون قلقة |
Öyleyse neden karım suratıma am fortlattı? | Open Subtitles | إذاً، لمَ أخرجت زوجتي ريحاً على وجهي ؟ |
Yemek kuyruğunda osurmak seni amacına ulaştırmış olurdu. | Open Subtitles | أنك أخرجت ريحاً على الغذاء كان سيوضح نقطتك. |
Kaç kere yatakta osurdun ve kafamı yorganın altında tuttun? | Open Subtitles | كم مرة أطلقت ريحاً في السرير ثم وضعت رأسي تحت الغطاء. |
Istakoz çorbasına baharat katmak dışında kremaların üstüne osuruyor ve mantar çorbasının kreması olarak da... | Open Subtitles | ككجزء من التوابل والقواقع البحريه كان يخرج ريحاً على الحلوي يعطس في البقوليات وكذلك بالنسبة لكريمة حساء عيش الغراب |