O bir TV ya da bir tost makinası değil ki bir köşeye bırakıp gidesin. | Open Subtitles | إنه ليس تلفاز أو محمصة تستطيع تركها في زاويةٍ ما |
Ve ben bir köşeye oturup ağlamayacağım. | Open Subtitles | وأنا لن أجلس فى زاويةٍ وأتباكى على الأمر |
Oraya girer ve onu köşeye sıkıştırırsan ordaki tüm herkesi daha çok tehlikeye sokarsın. | Open Subtitles | داهم المكان، وسترغمه على الذّهاب إلى زاويةٍ وستضع من في الدّاخلِ في خطرٍ أكثر. |
Onu köşeye sıkıştıracak ve bütün koridoru patlatacağız. | Open Subtitles | -سنضعه عِند زاويةٍ ونفجّر الطّابق بأكمله . |