Ben bir köşede dururken Bn. Grey gelip bir teklif yapıyor. | Open Subtitles | حسناً,أنا واقف في زاوية الشارع و تظهر السيدة جراي و تعرض عليّ اقتراحاً |
Hemen köşede harika küçük bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان جميل جدا و صغير عند زاوية الشارع |
Tam köşeyi dönmüştüm ki, adam bana çarptı. | Open Subtitles | إنعطفت عند زاوية الشارع وإذ برجل يضربني على صدري |
Sokağın köşesine vardığında, tam otelin önüne denk geliyor durup arkasına bakıyordu. | Open Subtitles | عندما تصل إلى زاوية الشارع أمام الفندق تماما تقف وتنظر إلى الشارع خلفها |
Ve digeri de köşedeki hırsızlıkta kullanılmışa benziyor. | Open Subtitles | و المفتاح الأخر يبدو و كأنه قد استخدم في عملية سطو على المنزل عند زاوية الشارع تماماً |
sokağın köşesinde bir şüpheli var. | Open Subtitles | زاوية الشارع 58 لدينا مشتبه به |
Taksi çağırıp köşede bekleyeceğim. | Open Subtitles | سأطلب سيارة أجرة وأنتظر عند زاوية الشارع. |
6 yapalım, sana köşede bir kahve ısmarlayayım. | Open Subtitles | إجعلها ستة وسأدعوك لتناول كوب للقهوة عند زاوية الشارع. |
köşede kontrolümü kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت السيطرة عند زاوية الشارع |
Bu yüzden bir gün, köşede trafik ışığının değişmesini bekliyordum, New Yorklu olduğum için aslında bu yolda rögarın üstünde durduğum anlamına geliyor, sanki beni daha çabuk karşıya geçirecekmiş gibi. | TED | حتى ذات يوم، كنتُ أقفُ في زاوية الشارع أنتظرُ إشارة المرور لأن تتغير، وأنا من سكان نيويورك، وهذا يعني أنني في الحقيقة أقفُ في الشارع فوق مجرى تصريف مياه الأمطار، كما لو أنها كانت ستجلعني أعبر بسرعة أكبر. |
Kanan burada olsaydı, biz hala köşede çalışıyor olurduk. | Open Subtitles | لو كان (كنعان) هنا كنا لا نزال نعمل في زاوية الشارع. |
Nasıl göründüğünü unutma ve köşeyi dönmeden şapkayı çıkarma. | Open Subtitles | تذكري الآن مايبدو عليه الأمر ولاتخلعي هذه القبعة حتى تصلي الى زاوية الشارع |
Market hemen köşeyi dönünce. İşte orada. | Open Subtitles | عند زاوية الشارع |
Bu Howard Sokağı'ndaki banka. köşeyi dönüyor ve şuradaki kafeye giriyor. | Open Subtitles | هذه من مصرف (شارع هاوارد)، وهنا قادماً من زاوية الشارع. |
58'in köşesine yaklaşıyoruz. Bir şüphelimiz var. | Open Subtitles | زاوية الشارع 58 لدينا مشتبه به |
Cadde ve Crestline köşesine destek talep ediyorum. | Open Subtitles | "إلى زاوية الشارع الـ6 و(كريستلين)" |
Arsenik, köşedeki Eczaneden | Open Subtitles | بالزرنيخ من الصيدلية الموجودة على زاوية الشارع |
Bunu köşedeki çöp konteynerinde buldum. | Open Subtitles | بل وجدتُ هذا الشيء. في القمامة عند زاوية الشارع. |
İlk yaptığım iş köşedeki dandik içkiler satan içki dükkânına gitmek olurdu. | Open Subtitles | أول شئ أفعله أذهب الي ذلك مخزن الخمور الكوري المقزز عند زاوية الشارع |
Burada sokağın köşesinde bile. | Open Subtitles | هنا، في زاوية الشارع |
Joey'i görmek istiyorsan Broad ile 26.sokağın köşesinde ol. | Open Subtitles | إن أردتِ رؤية (جوي)، كوني عند زاوية الشارع 26. |
Robbie sokağın köşesinde kamp kurmuş ne yapıyordu? | Open Subtitles | ما الذي يفعله (روبي) بـ التخييم في الخارج عند زاوية الشارع ؟ |