trafik yoğun değildir herhalde. - Keyifli bir yolculuk yapacağız. | Open Subtitles | لا اعتقد أنه سوف يكون هُناك زحام وسوف نقضى وقتاً ممتعاً. |
Hipodrom çevresindeki trafik sıkışıklığı yüzünden planın 15 dakika gerisinde kalmıştı. | Open Subtitles | و بسبب زحام المرور حول الحلبة تأخر ربع ساعة |
Anlaşma böyle. Egzersiz programı yok. trafik yok. | Open Subtitles | هذه الصفقة، لامزيد من برامج التدريب أو الانحشار في زحام المرور |
Sıralama mikroplar, iğneler, süt, ölüm, yılanlar, mantarlar, yükseklik, kalabalık, asansörler... | Open Subtitles | الجراثيم، إبر، حليب، موت ثعبان ، فطر المرتفعات، زحام ، مصاعد |
Böyle bir kalabalık arasında bira taşımak zor. | Open Subtitles | . يصعب حمل أكواب البيرة في زحام كهذا هل حاولت ذلك من قبل ؟ |
trafiği duyarsınız. Bütün duyular iş başındadır. | TED | قد تسمع أصوات زحام الطرق .كل الحواس معنية. |
Ama o sırada yol inşaatı yüzünden tıkanan trafikte onun şişko yüzüne bakıyordum. | Open Subtitles | نعم ذلك عندما كنا عالقتين فى زحام المرور نتيجة أعمال البناء محدقة فى وجهه السمين ذاك |
- Oley! - Tamam, millet. Şimdi giderseniz, tatil trafiğine takılmazsınız. | Open Subtitles | أسمعونى جميعاً, اذا غادرتم الآن سوف يمكنكم تجنب زحام العيد |
Taksi bulamayabiliriz! trafik sıkışık olabilir! Uçak erken kalkabilir! | Open Subtitles | قد يكون هناك زحام قد تغادر الطائرة مبكرا |
Hiç acele etme çünkü trafik başladı. | Open Subtitles | خذ وقتك في روايتها، لأنّنا سنعلق في زحام مروري. |
- trafik vardı. Kâbus gibiydi. - Bu banliyö trafiği adamı öldürür. | Open Subtitles | ـ بسبب زحام المروري,انه كان فظيعاً ـ اجل,الزحام المروري فظيع للغاية في الضواحي |
Çok trafik vardı ve, ııı, bir inşaat tünelinde soyuldum. | Open Subtitles | لقد كان هناك زحام في المرور وهناك من هاجمني في أحد مواقع الإنشاءات |
Bu web sitesi tüm trafik ihlallerini ve trafik akışını analiz ediyor. | Open Subtitles | هذا الموقع يجمع كل التذاكر لتحليل تدفق زحام المرور والإختناق |
Bu ikisi beni bir sürü trafik cezasından kurtardı. | Open Subtitles | هؤلاء الاثنان , أخرجونى من العديد من زحام التذاكر |
Tapınağın muhafızları kalabalık olmayan yerlerde beni arayacak. | Open Subtitles | حراس المعبد سوف يبحثون عنى أينما لا يوجد زحام |
Eğer bir yerde kalabalık varsa, | Open Subtitles | لو رأيتِ زحام أمام بنكٍ ما، فأمامكِ احتمال من اثنين؛ |
Sosyal etkileşime girmek onun için zor, bu yüzden üç kişi ona kalabalık gelebilir. | Open Subtitles | انت تعلم الحياه الاجتماعيه صعبه عليها اذا انا اخمن سيكون هناك زحام |
- California trafiği | Open Subtitles | التي تناولتها للتو ..زحام حركة المرور في كاليفورنيا |
Şehrin dışındanmış ve anlaşılan trafikte kalmış. | Open Subtitles | هو آت من خارج البلدة ، و كما يبدو فانه عالق وسط زحام الطريق |
Hepsi hava raporumuzda, perşembe sabah trafiğine baktıktan sonra. | Open Subtitles | كل ما نتوقعه بعد ما شاهدناه* من زحام صباح الثلاثاء |