Gırtlağına bir mikroçip yerleştirdim. Mükemmel bir şey fakat dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | لقد زرعت رقيقة ألكترونية فى حنجرتك إنها مذهلة, و لكن يجب أن تكون حريص عليها |
Kamera ne varsa alsın istedim. Etrafa gizli kameralar yerleştirdim. | Open Subtitles | تركت الكاميرا تجري بعد كل مشهد من الفيلم زرعت كاميرات مخفية حول المكان |
Karargaha cihazı sen yerleştirdin. | Open Subtitles | لقد زرعت الجهاز في المكتب الرئيسي، أليس كذلك؟ |
Kırk yıl önce... bu bahçeye bakmaya başladığımda bir tohum ektim. | Open Subtitles | قبل 40 عاما عندما بدأت بالاعتناء بهذه الحديقة زرعت بذرة |
Onu fırlatmışlar mı, yoksa önceden arabaya mı yerleştirilmiş? | Open Subtitles | هل ألقوا بها أم كانت قد زرعت فى وقت مبكر ؟ |
Tanığın itibarını sarsmak için evine kokain yerleştirdi. | Open Subtitles | لقد زرعت المخدرات للشاهد ضدها لتشويه سمعته |
Deri altına 4 kilo 600 gramlık kokain paketi yerleştirdim. | Open Subtitles | لقد زرعت أربعة. أكياس 600جم من الكوكايين تحت الجلد. |
Şehrin her yanına delil yerleştirdim. Beni öldürürseniz deliller kamuoyuna sızar. | Open Subtitles | لقد زرعت الأدلة في كل مكانٍ في المدينة . إن قتلتني ، سيذهب الأمر للعنان |
Zoidberg'i öğle yemeği çalarken yakalamak için ben de gizli kamera yerleştirdim. | Open Subtitles | أنا أيضاً زرعت كاميرا تجسّسية لأمسك زويدبيرغ و هو يسرق غدائي |
Silahı yerleştirdin. | Open Subtitles | وقد أدركت أنّه فقد ذاكرته. أنت زرعت المُسدّس في منزله. |
-Nasıl yaptığını bilmiyorum ama o bıçağı yerleştirdin. | Open Subtitles | لا أعرف كيف فعلت ذلك ولكنك زرعت تلك السكين |
Yani, New York'taki ofisine bombayı sen yerleştirdin. | Open Subtitles | اذا انت زرعت قنبلة في مكتبه فى نيويورك هذا يبدو منطقيا لى |
Kırk yıl önce... bu bahçeye bakmaya başladığımda bir tohum ektim. | Open Subtitles | قبل 40 عاما عندما بدأت بالاعتناء بهذه الحديقة زرعت بذرة |
Bu yüzden yumurtalıklarına 15 kiloluk bir tümör ektim zaten. | Open Subtitles | نعم، لهذا زرعت ورماً سمكه 30 رطل في مبيضك |
Onun düşüncesine göre, yani tahminine göre, bu ikinci düzenek, muhtemelen binanın içine yerleştirilmiş. | Open Subtitles | الأداة الثانية، فى ظنه من المحتمل أنها زرعت فى البناية |
O, bizi bu Yeni İsrail'e yerleştirdi ve O'nun yasalarına uymak zorundayız. | Open Subtitles | زرعت بنا هنا في إسرائيل الجديدة وأطعنا قوانينها |
Birisi, Dr. Hoke'un evine bir çeşit gözetleme cihazı yerleştirmiş. | Open Subtitles | زرعت حتى شخص لمراقبة الجهاز في منزل الدكتور هوك ل. |
Bu yüzden tam yanına şu Mesquite ağacını diktim, korunması için. | Open Subtitles | لهذا السبب زرعت الشجرة الشائكة بجانبه، للحماية |
Telefonu kullanmayacağından şüphelendim, bende ona verici koydum. | Open Subtitles | شككت في أنه ربما لا يستعمل الهاتف لذا زرعت به مرسل |
Çayı kendim yetiştiriyorum, acı gelirse kusura bakmayın. | Open Subtitles | لقد زرعت الشاي بنفسي، قد يكون مرّا |
Evet, ben de öyle düşünüyorum. Ben de bir kaç tane yerleştirmiştim. | Open Subtitles | نعم ، أعتقد ذلك زرعت بعضاً منها بنفسي في أحد الأيام |
Zaman aldı fakat bu konuşmalar sonunda içime şüphe tohumları ekti. | TED | أخذ الأمر بعض الوقت، لكن في النهاية زرعت هذه الحوارات بذور الشك فيّ. |
Sen tohumları ektin, John şimdi de bu bereketli hasattan yakınıyor musun? | Open Subtitles | -لقد زرعت يا جون والآن أنت تشتكي من الحصاد المبارك ؟ |
Nadasa bırakarak daha sağlıklı bir geleceğin tohumlarını ekmiş ve sevdiklerimle tekrar biraraya gelmiştim. | TED | وبالمضي قدماً زرعت بذوراً لمستقبل اكثر صحة واشراقاً وكنت قد توحدت مع من احب |
Tohumlar bu şehrin her yerine ekildi bile. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | زرعت بذور في كلّ أرجاء هذه المدينة، تعرفين ذلك |
Acayip bir domates yetiştirdim anabolik steroidlerle gübreledim. | Open Subtitles | زرعت هذه البندورة الضخمة بوضع الستيوريد في السماد |