Bir adamım öldü, ikisi yoğun bakımda çünkü eski mavi bir İmpala kullanan biri onlara çarptı. | Open Subtitles | لدي رجلٌ ميّت واثنين بالعناية الصحية بسببِ أن شخصاً دهسهم بسيارة إمبالا زرقاء اللون. |
garip, mavi bir orkideydi.. | Open Subtitles | كانت زهرة أوركيد زرقاء اللون تُطلق وباءاً |
Eski eşi şikayette bulunmuş. mavi bir Volvo'ymuş. | Open Subtitles | شكوى مقدمة من زوجته السابقة إنها من طراز فولفو زرقاء اللون |
13-B numaralı koltuğun altında, mavi bir sırt çantası bulacaksın. | Open Subtitles | سوف تجدين حقيبة الظهر زرقاء اللون تحت المقعد الأمامي |
İşportacı adamımızın arabasını görmüş mavi bir Saturn Sedan , '97 ila '02 model. | Open Subtitles | بائع قطع البسكوت المملحة عرّف هويّة سيّارة الخاطف "ساترن" سيدان زرقاء اللون من 1997 إلى 2002 |
mavi bir anahtarlığın ucundalar. | Open Subtitles | إنهم في حلقة مفاتيح زرقاء اللون. |
Polis, soyguncu olarak şüphelendiği iki kişiyi araştırıyor ikisi de maskeli olan şüphelilerin olay yerinden mavi bir minibüsle kaçtıkları tespit edildi. | Open Subtitles | الشرطة الأن تتحقق مع إثنين من* *،المشتبه بهم في السرقة يرتديان قناعِ، ظهروا وقت الحادث و من* *.ثم غادروا بشاحنة زرقاء اللون |
mavi bir Plymouth Duster. | Open Subtitles | إنّها "بليموث دستر" زرقاء اللون. |
Parrish, 1980 model, mavi bir CJ-5 cip için arama emri çıkart. | Open Subtitles | (باريش) دعنا نعثر على سيارة من نوع جييب زرقاء اللون , موديل 1980 |
mavi bir kamyoneti vardı. | Open Subtitles | لديه شاحنة زرقاء اللون |