Her işin bir yeri ve zamanı vardır. Bu gece şunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنت تعلمين بأن هناك زمان ومكان للعمل والليلة أريد القول فقط بأن |
Nezaket ile adaletin bir yeri ve zamanı olabilir ama bu kesinlikle değil. | Open Subtitles | قد يكون هناك زمان ومكان للطيبة والعطف، لكن لا هذا الزمان ولا المكان. |
Birine paranoyak demenin bir yeri ve zamanı vardır. | Open Subtitles | هنالك زمان ومكان لإتهام رجلٍ بجنون العظمة |
- Gideceğiz ve içindekini serbest bırakmanın yeri ve zamanı da gelecek ama şu an, isteyeceğin son şey, buradakilerin sana olan korkularından altlarına sıçmaları. | Open Subtitles | وسيكون هناك زمان ومكان لتطلقي عنان نفسك لكن الآن أخر ما تريدينه أن يكون جميع من هنا |
Başka bir zamanda ve yerde bana kraliçem derlerdi. | Open Subtitles | في زمان ومكان آخر لأطلقوا علي "ملكة" |
Sarılmaların da yeri ve zamanı varmış. Hey, iyi misin? | Open Subtitles | هناك زمان ومكان لعناق الدببة حسناً،هل أنتٍ بخير؟ |
O noktada söylemek istediklerim de vardı: "Korkmuyorum. Hiçbir yere gitmiyorum" gibi şeyler. Ama bu uygunsuz olurdu. Her şeyin bir yeri ve zamanı var. | TED | وفي تلك اللحظة، كان من المهم جداً بالنسبة لي أن أقول، أنني لست خائفة، وأنني لست ذاهبة إلى أي مكان، لكن هذا غير لائق، وأنّه هنالك زمان ومكان لكل شيء. |
Senin istediğin şeyin yeri ve zamanı gelecektir. | Open Subtitles | سيكون هناك زمان ومكان لما تريد |
Her şeyin yeri ve zamanı var. | Open Subtitles | لا بأس "هناك زمان ومكان" |
- Herhangi bir zamanda ve yerde olabilir. | Open Subtitles | -أن يكون في أي زمان ومكان |