Suçluluk duygusu savaş zamanında bir pilot için söz konusu değil. | Open Subtitles | الذنب ليست قضية مهمة للطيار في زمن الحرب |
Fakat neden çöle gitmeyi göze alıyorsun, hem de savaş zamanında. | Open Subtitles | ولكن لماذا المغامرة في الصحراء، وامرأة واحدة في زمن الحرب. |
Diğer bir Savaş zamanı teknolojisi olan kimyasal patlayıcı amonyum nitrat da aynı zamanda tarımda yeni bir hayat buldu. | TED | تقنية أخرى في زمن الحرب وهي المادة الكيميائية نترات الأمونيوم المتفجرة، وجدت أيضًا حياة جديدة في المزرعة. |
General Marshall, Savaş zamanı askeri lideri idi. | Open Subtitles | هو وزير الخارجية المعين ،حديثًا، الجنرال مارشال القائد العسكري في زمن الحرب |
Savaş yıllarının rüküş modellerinin aksine taze ve cezbedici. | Open Subtitles | خفيفة و بسيطة... علي عكس التصـميمات الباذخة في زمن الحرب. |
İnsanlar sadece savaş zamanlarında ölmezler, hiç beklenmedik anlarda da ölebilirler. | Open Subtitles | همممم في بعض الأحيان يموت الناس عندما يكون من غير المتوقع وليس فقط في زمن الحرب |
Arsenik iç Savaş döneminde tahnit işleminde kullanılırdı. | Open Subtitles | ـ كلا الزرنيخ كان يستخدم بالتحنيط هناك في زمن الحرب الأهلية. |
Şimdi ise kendimi savaş zamanında büyük bir hanenin hanımıyla konuşurken buluyorum. | Open Subtitles | والآن أجد نفسي معالجة سيدة من بيت كبير في زمن الحرب. |
savaş zamanında ceza ölümdür. | Open Subtitles | -ان عقوبة عصيان الاوامر فى زمن الحرب هى الموت كما تعلم |
Ama komisyon... olay savaş zamanında geçmediği için reddetti... sadece kaza olduğu için reddettiler... onlara Kahraman ünvanı vermeye layık görmediler. | Open Subtitles | لكنّ اللّجنة حكمت ... ذلك لأنّ كان فى غير زمن الحرب ... لأنه كان فقط حادث ... |
Marry Surratt'ın duruşmasından bir yıl sonra, Yüksek Mahkeme, vatandaşların savaş zamanında bile bir jüri heyetiyle yargılanmalarına oybirliğiyle karar verdi. | Open Subtitles | بعد سنة من محاكمة (ماري سورات)، المحكمة العليا حكمت بالإجماع أن الشعب له حق المحاكمة بهيئة محلفين، حتى في زمن الحرب. |
savaş zamanında bu ne lükslük! | Open Subtitles | رفاهية زمن الحرب |
savaş zamanında bu ne lükslük! | Open Subtitles | رفاهية زمن الحرب |
Taammüden emirlere itaat etmeyenler Savaş zamanı Şehir Yönetimi Yönetmeliği 9. paragraf 3. bendine göre yargılanacaktır. | Open Subtitles | أولئك الّذين يعصون عمدًا سيحاكمون تحت القسم 9، المادة 3 من لوائح إدارة المدينة في زمن الحرب. |
Savaş zamanı şeker bulmak zor. | Open Subtitles | ليس من السهل العثور على العسل الأسود في زمن الحرب. |
Savaş zamanı sermayeye geri dönüş yapana kadar onları beslemek pek makul değil. | Open Subtitles | بطبيعة الحال. في زمن الحرب من الصعب جدا إطعامهم حتى يتمكنوا من توفير العائد على رأس المال |
Kraliyetin sadık vatandaşları olarak Savaş zamanı vatan hainliği ve sadakatsizliği ifşa etmenin görevimiz olduğunu düşündük. | Open Subtitles | حسناً، كموالين للتاج الملكي نشعر بأنه من واجبنا لفضح الخيانة في زمن الحرب |
Savaş zamanı hastanede karşılaşıyoruz. | Open Subtitles | لقد تقابلنا في المستشفى، في زمن الحرب |
Savaş yıllarının rüküş modellerinin aksine, taze ve cezbedici. | Open Subtitles | خفيفة و بسيطة... علي عكس التصـميمات الباذخة في زمن الحرب. |
savaş zamanlarında bu meclisin kutlanacak anlara ihtiyacı olur. | Open Subtitles | في زمن الحرب المجمع يحتاج لحظات للاحتفال |
Barış zamanlarında tehlike savaş zamanlarında tehdit yuvası. | Open Subtitles | وهو غادر متقلب بما فيه الكفايه، فـى وقـت السلـم وفى زمن الحرب... هو خطر داهم بذاته |
Savaş döneminde bir askeri öldürmeye zorlandın. | Open Subtitles | وأنه كان من واجبك قتل العدو في زمن الحرب. |