| Bir zindanda yaşamaya mahküm edilip parmaklıklar ardına hapsedilsin. | Open Subtitles | سيوضع في زنزانة في القبو في مكان لطالما كان ممنوعاً |
| Ama şimdi bir yerlerde bir zindanda. | Open Subtitles | لكنه الان عالق في زنزانة في مكانٍ ما تم حل المشكلة |
| Leydi Sybil ise Dublin'de bir zindanda bile çürüyor olabilir. | Open Subtitles | وكل ما نعرفهُ عن الليدي "سيبيل" أنها قابعة في زنزانة في مكانٍ ما في "دبلن" |
| Bilezikte temiz bir parmak izi bulamazsam... yaz tatilini Sollicciano'da hücrede geçirirsin. | Open Subtitles | اذا لم اجد بصمة كاملة له على السوار فسوف تقضى الصيفية في زنزانة في كوليكانو |
| Bir yerlerde, sıcak ve soğuk suyu akan bir hücrede uzun bir hayat yaşarım. | Open Subtitles | وأذهب للعيش في زنزانة في مكانٍ ما مع ماءٍ حارٍ وبارد |
| Çıkrıklar kullanılamasın diye kırılmış, yakılmış ve kaledeki en derin zindana atılmış. | Open Subtitles | حُطّمَت المغازل وأُحرقَتْ كيلا تُستعمل أبداً وأُلقيَتْ في أعمق زنزانة في القلعة |
| Neden geçen hafta zindana gittin? | Open Subtitles | لماذا ذهبت إلى زنزانة في الاسبوع الماضي؟ |
| Ejderhakayası'nda bir zindanda çürüdüğünü duymuştum. | Open Subtitles | سمعت أنك تعفن في زنزانة (في (دراغون ستون |
| Kırmızı bir kalede, bir zindanda. | Open Subtitles | زنزانة في قلعة حمراء! |
| Sonra da asıl yapmam gereken şey olan yarınki seçmelere hazırlanmak yerine bir hücrede çürüyeceğim. | Open Subtitles | وسأورد زنزانة في مكان ما لأتعفّن فيها عوض ما يتعين أن أفعله ألا وهو الاستعداد لاختبار آدائي غدًا. |
| O N'-ya Çin'de bir hücrede çürüyen ölü ya da olacağım. | Open Subtitles | سيكون ميتاً أو محبوساً ومتعفناً في زنزانة في الصين |
| 15 güvenlik katmanlı bir hücrede tutuluyor. | Open Subtitles | هو محجوز في زنزانة في المستوى 15 |
| Bodrumlarını zindana çevirdiler. | Open Subtitles | لقد كان لديهم زنزانة في السردابّ |
| Aşağıda büyük bir canavar var, eğer Jabba düğmeye basarsa tuzak kapısı açılacak alt kattaki zindana düşecek... | Open Subtitles | هناك وحش ضخم في الأسفل و إذا ضَغَط (جابا) الزِّر باب الفخ سوف يُفتَح و ستسقط الى زنزانة في الأسفل |