Hamile karısını terk eden borçlu birinden emir aldığınız gün cehennemde çok soğuk bir gün olacak. | Open Subtitles | لأنه سيكون يوم بارد فى الجحيم يوم يتلقى أى شخص أوامره من رجل مدين و الذى ترك زوجته الحامل فى منتصف الليل |
Ben Hamile karısını öldürtmek isteyen bir koca rolü yapacağım. | Open Subtitles | انا ذاهب الى التظاهر ليكون زوجا الذي يريد زوجته الحامل القتلى. |
Sonra da Hamile karısı içeride yaşlı adamın rahatsız edici bakışlarına maruz kalırken mutfakta yolda kalan bir şoföre sarkıyor. | Open Subtitles | وتحاصر رجل فى المطبخ ينما زوجته الحامل جالسه مع الرجل الغريب. |
İtfaiyeci Rob'un kütüphaneciyi becerdiği gerçeğini görmezden gelirsek ve benim de Hamile karısı ile arkadaş olduğumu, iki tanıkta ne gördüklerini söylüyorlar? | Open Subtitles | (بجانب العثور على رجل الإطفاء (روب و هو يعبث مع أمينة المكتبة و أنا صديقة زوجته الحامل |
Ama hamile eşi, Mary çok kızgındı. İsmi Mary miydi? | Open Subtitles | لكن زوجته الحامل ماري كانت تسكر كالخرقاء اسمها كان .. |
Ama hamile eşini terk etmiyor. | Open Subtitles | لكنه لن يترك زوجته الحامل |
Hamile karısının parayı çaldığını ve çocuğu alıp buraya kaçtığını öğrenince çıldırdı. | Open Subtitles | ولو علم أن زوجته الحامل سرقت ماله وأحتفظت بالطفل سوف يجن |
Hamile karısını daha fazla duymak istemiyorum | Open Subtitles | -ضع شريطاً على فمه لا أريد أن أسمع المزيد عن زوجته الحامل |
Hamile karısını beş parasız bıraktı. | Open Subtitles | لقد ترك زوجته الحامل مفلسة |
Sherwood daha sonra Hamile karısını terk etti. | Open Subtitles | (شيروود) هجر زوجته الحامل |
Prens Ebenezer, hamile eşi ve 4 yaşındaki oğlu öldürüldü. | Open Subtitles | الأمير إبنزر، قٌتلت "زوجته الحامل وابنه البالغ من العمر أربع سنوات. |
O kişi, hamile eşini öldürmüştü. | Open Subtitles | .يقتل زوجته الحامل - |
Hamile karısının gözü önünde öldürdüler. | Open Subtitles | قتلوه أمام زوجته الحامل. |