O ve Karısı trafik kazası geçirmişler. Ciddi bir şey değil. | Open Subtitles | كان هو و زوجته في حادث سيارة لم تحدث إصابات خطيرة |
Elvis'in aldığı Los Angeles'taki evde Karısı Cindy'yle mutlu bir şekilde yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش سيندي بسعادة مع زوجته في لوس انجليس في منزل اشتراه ألفيس. |
Kinkaid sığırlarını satmaya isteksizdi belki Karısı geri alır... | Open Subtitles | كينكيد لم يكن يريد بيع تلك الماشية ربما ترغب زوجته في شرائها ثانية |
Çok titiz, Karısının içime girip bizzat ona yardım etmesini tercih ederdim. | Open Subtitles | إنه صعب الإرضاء جداً لقد فضل بأن تكون زوجته في داخلي لكي تساعده |
Fakat Eşi yerine yatakta kanlı çatallı diliyle kocaman beyaz bir yılan buldu. | TED | ولكن بدلاً من أن يجد زوجته في الفراش، وجد أفعى بيضاء عملاقة ذات لسانٍ دامٍ مشقوق. |
karısını evde döven adam artık onu sokak ortasında döver. | Open Subtitles | الرجل الذي يضرب زوجته في المنزل سوف يضربها في الشارع. |
Karısı uçak kazasında öldüğünden beri o uçlarda. | Open Subtitles | لقد جُن جنونه منذ ماتت زوجته في تحطم الطائرة |
Karısı faturalara saplanmıştı ve ben de terfi ettirilmiştim. | Open Subtitles | و تورطت زوجته في الفواتير و حصلت على ترقية كبيرة |
Öldükten sonra, ruhlar dünyasında rastladığı Karısı nedenini sormuş. | Open Subtitles | بعد أن مات قابل زوجته في عالم الروح وقد سألته لماذا |
Adam Karısı için haftada bir yemek pişirmelidir diye | Open Subtitles | وأن الرجل يجب أن يساعد زوجته في تحضير الطعام مرة واحدة على الأقل في الإسبوع ؟ |
Karısı jakuzide öldürüldüğü sırada Howard'ın Vegas'ta olduğundan emin misiniz? | Open Subtitles | متأكدين أن هوارد كان في فيغاس عندما قتلت زوجته في الحوض الساخن؟ |
Karısı elim bir trafik kazası geçirmiş. Onunla sabah görüştüm. | Open Subtitles | لقد كانت زوجته في حادثة مريعة لقد تحدثت معه هذا الصباح |
Şimdi o Bay Anne gibi evde otururken, Karısı internette servet kazanıyor. | Open Subtitles | بينما زوجته في الخارج تعد ثروة من الأنترنت |
Karısı o yangında öldükten sonra burada çok vakit geçirir oldu. | Open Subtitles | إنّه يأتي إلى هنا كثيراً منذ أن توّفت زوجته في ذلك الحريق |
Karısı araba kazasında ölünce içkiye başlamış. | Open Subtitles | قتلت زوجته في حادثة سيارة، بدأ بإدمان الخمر. |
Karısı onu yol kenarında bıraktığı zaman adam beni arıyor. | Open Subtitles | أنا الذي يتصل به عندما تتركه زوجته في الطريق |
Noel partisinde Karısının bana asıldığını söyledim. | Open Subtitles | واخبرته كيف تحرشت بي زوجته في حفلة راس السنة |
Adamın Karısının yatakta bir adamla çekilmiş bir resmini ortaya mı çıkardın? | Open Subtitles | تسللت بالدخول لتصور الرجل مع زوجته في الفراش ؟ |
Belki de başka birine aşık olması Karısının ölme isteğini kabul etmesini kolaylaştırmıştır. | Open Subtitles | ربما كان الواقع ان حبه لشخص آخر جعل هذا أكثر سهوله ليطيع رغبه زوجته في الموت |
Çünkü bu aslında çocuk işçiliği. Oğlum ve Eşi yıllarca bunu geliştirmek için kapanıp uğraştılar. | TED | ان ابني عامل مجتهد: لقد حبس نفسه مع زوجته في خزانة لعدة سنوات حتى يتمكن من تطوير هذه البرمجية |
1996'daki öldürülme girişiminden sonra, Eşi Cenevre'ye yerleşti. | Open Subtitles | لديه 27 تعيش زوجته في جنيف الاغتيالى الذى تلاه كان في 1996 |
O ve Bayan Biasi uzun zamandır birlikteydi ve karısını bilerek aldattı . | Open Subtitles | نحن نعتقد أنه هو والآنسة بياسي على علاقة منذ فترة طويلة وأنه تعمد خداع زوجته في ذلك |
- Her fırsatta karısını aldatırdı. - Eline çok fırsat geçer miydi? | Open Subtitles | ليس سرا كبيرا أن كيرنز خرج على حساب زوجته في كل فرصة يحصل عليها |