Karısı da Delhi'den Bombay'a giden ve bir saat sonra kalkacak olan trendeymiş. | Open Subtitles | زوجته كانت على متن قطار من نيودلهي إلى بومباي غادرت بعد ساعة لاحقة |
Amerikalı bir adamdı ve Karısı Doğu Avrupa veya başka bir yerdendi. | Open Subtitles | كان رجلا أميركيا و زوجته كانت من شرق أوروبا أو ما شابه |
Karısı mide kanseriymiş ve tüm paralarını tedavi masraflarına harcamışlar. | Open Subtitles | زوجته كانت مصابة بسرطان المعدة, و العلاج قد تسبب بإفلاسه |
Ama bazı fotoğraflar sayesinde... karısının hile yapmak hakkında birşeyler bildiğini öğrenmişti... | Open Subtitles | ولكن الشُكر لبعض الصور قدعلمأن زوجته.. كانت تعرف أشياءاً حول المكر أيضاً |
karısının kendisini aldattığını sanmış ve kadını 38 defa bıçaklamış. | Open Subtitles | إعتقد أن زوجته كانت تخونه طعنها 38 مرة بسكينة مقوسة |
karısının ölümünden sonra ona hiçbir şekilde ulaşılamadı. | Open Subtitles | كلّ المحاولات للإتّصال به بعد موت زوجته كانت فاشل. |
Onunla Karısı ilgileniyordu ama Gonta, savaşa katılamadığı için çok kızgındı. | Open Subtitles | زوجته كانت تعتني به لكنه كان غاضبا جدا من انه لا يستطيع المشاركة بالقتال |
Sevgili babamız, Karısı ölümcül derecede hasta olduğu için tüm dünyaya senin öldüğünü söyledi ve sonra da gizlice evlatlık olarak verdi. | Open Subtitles | أخبر أبونا العزيز العالم أنك كنت ميتاً وبعد ذلك أعطاك سرا للتبني كل ذلك لأن زوجته كانت مصابة بمرض عضال |
Karısı hasta olduğu için artık devam edecek parası yoktu. | Open Subtitles | كان سيغلقه أخبار سيئة هو لم يعد يستطيع تحمل إبقائه لأن زوجته كانت مريضة |
Bak, Karısı hastaydı ve geçen yıl öldü. | Open Subtitles | اسمعي، زوجته كانت مريضة وماتت السنة الماضية |
Fakat 313 geri dönmedi. Karısı orada nişancıydı. | Open Subtitles | لكن المجموعة 313 لم ينجحوا بالقدوم .زوجته كانت جنديتهم |
Buradaki, Karısı. Böbreğini ona bağışlamak istemiş ama uyuşma olmamış. | Open Subtitles | زوجته كانت ترغب بالتبرّع له لكنّها ليست مطابقة |
Ama Karısı o hafta sonu şehir dışındaymış. | Open Subtitles | بإستثناء ان زوجته كانت خارج المدينة لهذا الاسبوع |
Ona o artıkları verdim, çünkü Karısı daha fazla para getirmesi için ona baskı yapıyordu. | Open Subtitles | أعطيته تلك الخردة لأن زوجته كانت تزعجه لكسب المزيد |
Çeçenistan'dayken adama yazıyor ve karısının onu aldattığını söylüyor. | Open Subtitles | تقوم بالكتابة له عندما كان في الشيشان بأن زوجته كانت تخونه ؟ |
karısının astım krizinden öleceğini söyleyip duruyordu. | Open Subtitles | إستمرّ بقول إن زوجته كانت تموت من نوبة ربو |
Gillis Devery, yani bizim dişçi karısının On Emir'in yedincisini çiğnediğini öğrenir. | Open Subtitles | غيليس ديفيري , طبيب الأسنان , أكتشف بأن زوجته كانت تكسر الوصية السابعة |
Pradeep'i kim öldürmüşse karısının evde olmayacağını biliyordu. | Open Subtitles | من قتل براديب في منزله علم ان زوجته كانت خارج المدينة |
Kimsenin onun işini karısının yaptığını bilmesini istemeyecek kadar gururlu. | Open Subtitles | فخور جداً ليدع أحداً يعرف أنّ زوجته كانت تقوم بعمله نيابة عنه. |
karısının aptal bir kurul toplantısında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أن زوجته كانت بإجتماع غبي لمجلس الإدارة. |
Sonra karısının gemilere sinyal verdiğini bildirince karmaşa yarattı. | Open Subtitles | قم وردتنا تقارير أن زوجته كانت ترسل الإشارات للسفن المارة |