Annesinin altı çocuğu, bir ineği, arka bahçede de Kocasının mezarı vardı. | Open Subtitles | أمها كان لديها 6 أطفال بقرة و قبر زوجها في الفناء الخلفي |
Fotoğraflar, yerel bir itfaiyede enkazın içinde bir zamanlar evlerinin bulunduğu yerden çok uzakta, Kocasının iş arkadaşları tarafından bulunmuştu ve kocasını tanımışlardı. | TED | تم العثور على صور لها من طرف زملاء زوجها في قسم إطفاء محلي في الأنقاض بعيدا جدا من حيث كان منزلهم، وقد تعرفوا عليه. |
Evde öldürülen kadının kocası da sokakta öldü. Ölüm Nedeni: | Open Subtitles | قتلت الزوجة في المنزل ومات زوجها في الشارع والسبب : |
Kızı evdeydi ancak kocası iş için Las Vegas'a gitmiş. | Open Subtitles | ابنتاه كانت هناك و لكن زوجها في فيغاس في عمل |
Bayan Miller mahkemede benzin istasyonundaki işinden erken ayrıldığı ve kayıtlarla ilgili yardımcı olması için kocasını aldığı yönünde ifade vermişti. | Open Subtitles | السيدة ميلر شهدت على ذلك أنها خرجت مبكرًا من محطة الغاز وذهبت لمساعدة زوجها في ترتيب الكتب |
Kız kardeşim kocasıyla San Francisco'da yaşıyor. Seni saklarlar. | Open Subtitles | تعيش أختي مع زوجها في سان فرانسيسكو سيساعدونك |
Bir diğer Alman kadın kayıp Kocasının içini rahatlatmak için daha dikkatli davranıyordu. | Open Subtitles | وهذه زوجة ألمانية اخرى حريصة على طمانة زوجها في غيابه |
İnşallah Kocasının kafasını bir bagajda bulduğumuzu söylememiştir. | Open Subtitles | دعنا نأكل أنه لم يقل أننا وجدنا رأس زوجها في صندوق سيارة |
Ziva! Kocasının durumu kritik. Kızı kaçırıldı. | Open Subtitles | يجب ان تعذريها زوجها في حالة خطرة وانبتها مخطوفة |
Nasıl bir insan Kocasının cansız bedenini dondurucusunda saklar? | Open Subtitles | أي امرأةٍ هذه تُبقي جثة زوجها في المجمد ؟ لعشرة سنوات ؟ |
Sanıyorum Kocasının son anlarında, nasıl olduğunu merak ediyor o kadar. | Open Subtitles | وأعتقد أنها تريد أن نعرف ما كان عليه زوجها في تلك اللحظات الاخيرة |
Evet, onu aradım, Kocasının merkezde olduğunu söyledim. | Open Subtitles | نعم، اتصلت بها قلت لها أن زوجها في المركز |
kocası iş gezisine çıkıyor? Gerçekten gelmek istedi. | Open Subtitles | سيذهب زوجها في رحلة عمل كانت تريد المجيء حقا |
Kendi ve kocası Victor avukatlık yapıyorlar. | Open Subtitles | إنّها تعمل في المحاماة مع زوجها في نيويورك |
Son muayenesi, kocası Afganistan'da olduğu sırada öldürülmesinden altı ay önceymiş. | Open Subtitles | فحصها الأخير كان قبل ستة أشهر من مقتلها عندما كان زوجها في أفغانستان |
Bu dürüstlük kraliçemiz okul anma toplantısında kocası gibi davranacak birisini arıyor. | Open Subtitles | ملكة الأمانة هنا تحتاج أحد ليتظاهر بأنه زوجها في التجمع الدراسي |
Siz dondurucusunda kocasını saklayan kadın mısınız? | Open Subtitles | أأنتِ هي السيده التي وضعت زوجها في مجمدها ؟ |
kocasını Hawaii'de olduğunu bilmiyorsa iyi değilmiş. | Open Subtitles | ليس جيداً, ما اذا كانت لا تعلم بأن زوجها في هاواي |
Yalnız yaşıyor, evden çalışıyor, kocasını görmeye hapishaneye gidiyor. | Open Subtitles | تعيش لوحدها تعمل من المنزل ثم تذهب لرؤية زوجها في السجن |
Bir kadının nikâh masasında kocasını öldürmesinin bu kadar tahrik edici olacağını düşünmezsin. | Open Subtitles | لن تتخيل ان امرأة تقتل زوجها في غرفة الزفاف تكون مثيرة هكذا |
Tabii ki bir kadın böyle bir zamanda kocasıyla birlikte olmak isteyecektir. | Open Subtitles | بالطبع زوجة ستتمنى أن تكون مع زوجها في وقت كهذا. |