Siz de benim gibi biraz unutkansanız belki de çözüm bir çift kulaklık ve rahat bir kanepe olabilir. | TED | لذا، إذا كنتم مثلي كثيري النسيان. ربما يكمن الحل في وضع زوج من سماعات الأذن، والاستلقاء على سرير طري. |
Hey, yönetici, sence yeni libero yıldızımıza bir çift temiz krampon bulamaz mıyız? | Open Subtitles | أيها المدير ألا تعتقد أنه يمكننا أن نحضر زوج من الأحذية لنجمنا الجديد؟ |
Yemeğe bir çift yeşilbaş getirmeme izin verirseniz çok mutlu olurum. | Open Subtitles | سأكون سعيداً لو أخذت زوج من هذا البطّ البري إلى مائدتك. |
Bana kurtarılacak tek kişi benmişim gibi geliyor bu yüzden Birkaç sandviç yemek istememin fazla bir şey olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | انظر الي وفكر هل انا الوحيد هنا الذى بحاجه لانقاذ لذا اعتقد ان زوج من السندوتشات كثيره جداً لتسأل عليها |
Demek istediğim bu da inek topluluğu, ama bu Bir kaç boy üstü. | TED | وأعني مثل هذا هو جمهور أحمق، لكن ذلك مثل زوج من المستويات من فوق الفرو. |
Eğer İngiliz anahtarı seti bulursanız ya da bir çift eski hokey pateni. | Open Subtitles | فإذا مررت بمفتاح مواسير متري أو زوج من مزالج الهوكي أريد إستعادتهم حقاً |
Tahtasını düzeltmek için kenara itebileceği bir çift satranç taşı mı? | Open Subtitles | زوج من قطع لعبه التي يمكن ان تنحيها جانبآ لتصفي لوحها؟ |
Ve bu Londra'daki St. Paul katedralinin yanında bulunan bir elektrik trafo merkezi için bir çift soğutma kulesi. | TED | وهذا هو زوج من أبراج التبريد لمحطات الكهرباء بجانب كاتدرائية سانت بول في لندن. |
Şimdi, kız eğer bir hizmetçiye, bir çift inci küpeye gücünün yetmesinin imkanı yok. | TED | والآن، إذا كانت خادمة فليس هناك مجال أبداً بأن تتحمل تكلفة زوج من أقراط الؤلؤ |
Yani buradaki nokta, biri eşlenmeyi, diğeri eşlenmemeyi isteyen bir çift oyuncunun davranışı. | TED | لذلك النقطة هنا هي سلوك زوج من اللاعبين، واحد يحاول المطابقة، واحد بحاول عدم المطابقة. |
Örneğin, bu bir çift gergedan, sıcak bir yaz gününde serinlemek için suya giren, Nepal'in ovalarında. | TED | وهذا، على سبيل المثال، زوج من وحيد القرن يأخذ حمام تبريد في أيام الصيف الحارة في الأراضي المنخفضة بنيبال. |
Ve burada gördüğünüz ise Uganda kırsallarında bir kulübenin üzerine yazılmış bir çift telefon numarası. | TED | وما ترونه هنا هو زوج من أرقام الهواتف مكتوبة على أحد الأكواخ في أوغندا. |
Cryptochrome' larda, bir çift elektron kuantum dolanıktır. | TED | داخل الكربتكروم يوجد زوج من الإلكترونات متشابك كمياً. |
bir çift sağlam iplik ve küçük bir disk ve çektiğimde dönüveriyor. | TED | زوج من الخيوط وقرص صغير وإذا سحبت الخيط تدور |
Hani bir çift botun fiyatına bakarsınız ve sonra bütün hafta girdiğiniz her sayfada botlar sizi takip eder. | TED | تبحثون مثلاً عن زوج من الأحذية. ولمدة أسبوع، هذه الأحذية تقوم باللحاق بكم أينما ذهبتم. |
"Bu ayakkabılardan her bir çift alındığında aynı çiftten bir tane de hiç ayakkabısı olmayan birine versem n'olur?" | TED | ماذا سيحدث عندما يشتري أحد زوج من هذه الاحذية أعطى نفس زوج تماما لشخص أخر والذي لا يملك أصلا زوج من الاحذية ؟ |
Sadece Stevie için bir çift kuş. Ben de onun için telefondaydım. | Open Subtitles | انها مجرد زوج من الطيور لستيف كنت قد اتصلت بشأنها |
Hayvansınız. bir çift gülen sırtlan. Sizinle işim olmaz. | Open Subtitles | حيوانات ، زوج من الضباع الضاحكة ليس لى حديث معكم |
O ve Birkaç kovboy arkadaşıyla kalitesiz, kayıt dışı operasyon düzenlemiş. | Open Subtitles | تبدو وأنّها حظتْ بعمليّةٍ رديئةٍ خارج السجلّاتِ ومعها زوج من الرّجالِ. |
Hayır, sadece Bir kaç çürük. | Open Subtitles | لا.. أنه فقط زوج من الكدمات سأكون بخير فى الصباح |
On iki çift göz, kulak... Farkl sekiller ve boylar. | Open Subtitles | إثنا عشرَ زوج من العيونِ وآذانِ وأشكالِ واحجامِ. |
İki tane dörtlük viski ve iki büyük bardak bira, lütfen. | Open Subtitles | زوج من الويسكي مضاعف أربع مرات وزوج آخر من المكاييل، رجاءاً |
Odadaki her çift için, n = n + 2 yapalım. | TED | لكل زوج من الأشخاص في الغرفة ليكن n=n+2. |