Bunlar Uganda' da İnternet gezici kütüphanesinin henüz ziyaret ettiği insanlar. | TED | هؤلاء أناس تم زيارتهم للتو من قبل مكتبة الإنترنت المتجولة في يوغندا. |
- ziyaret hiç aklıma gelmezdi. - Hiç değilse dürüst birisin. | Open Subtitles | على الاقل زيارتهم حسنا , على الأقل أنت صادق |
Yakışıklı Interzone gençleri tarafından sıkça ziyaret edilirler. | Open Subtitles | يتم زيارتهم بإستمرار من قبل العديد من شباب المنطقة الصغار الوسيمين |
Pazar sabahları, onları koğuşta ziyaret etmek kolaydı. | Open Subtitles | وكان من السهل أن زيارتهم في جناح صباح يوم الأحد. |
Rahip ve eşi haftalık ziyaretlerini yapıyorlar. | Open Subtitles | الوزير وحرمه في زيارتهم الاسبوعية |
Dünyanın her yerinde dostlarım var. Onları ziyaret ediyorum. | Open Subtitles | لدي أصدقاء في كل مكان أستطيع زيارتهم متى شئت |
Onları tekrar ziyaret edebileceğimiz tek yer yüreklerimiz ve düşlerimizdir. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي من خلاله نستطيع زيارتهم هو في قلوبنا وأحلامنا |
Yaklaşık dört saat önce, 882'nin halkı bir Ori rahibi tarafından ziyaret edildiler. | Open Subtitles | منذ ما يقرب أربع ساعات، سكان 882 تم زيارتهم من قبل الراهب |
Belki onları ziyaret etmek gerekiyordur. Bu çok şansız bi aile. | Open Subtitles | أعتقد أنه ربما يجدر بنا زيارتهم لا توجد عوائل بحظ عاثر كهذا |
Sanal bir dünyada olurlar, evet ama her gün onları ziyaret edebilirsiniz. | Open Subtitles | انها تريد ان تكون في العالم الافتراضي، نعم، ولكن هل يمكن زيارتهم كل يوم، |
Sayın aristokratların ziyaret edilmesi gerek, yalnızca kutlama değil onlardan yeni ünvanlar da aldım. | Open Subtitles | الخادمون الجيدون يجب زيارتهم فما حققته كان معم |
Sayın senatörleri ziyaret etmeliyim. Çünkü kendilerinden sadece kutlama değil paye de aldım. | Open Subtitles | الخادمون الجيدون يجب زيارتهم فما حققته كان معم |
Noel'de onları ziyaret etmeyi her zamankinden çok istiyorum. | Open Subtitles | أفكّر أكثر من أيّ وقت مضى أن علينا زيارتهم بعيد الميلاد. |
Kızının vahşi hallerinin çıkışına tanık olan bir adamdan tavsiye istersen onları ziyaret etmelisin derim ben. | Open Subtitles | إذا أردت نصيحة من شخص يشاهد ابنته وهي تزرع خراطيلها يجدر بك زيارتهم |
Onları ziyaret etmeyi düşündüm ama nasıl hissedeceklerini pek bilemedim. | Open Subtitles | أردت زيارتهم لكن لم أكن واثقاً من شعورهم |
Kitaplarda, sayfaların içlerinden yaşayan öğretmen gibidirler ve istediğin zaman onları ziyaret edebilirsin. | Open Subtitles | مع الكتاب هي مثل المعلم الذي يعيش داخل الصفحات ويمكنك زيارتهم كلما كنت ترغبين في ذلك |
Şey, babamı ziyaret etmesi için aramalıyın. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن أحصل على اتصال مع والدي حول زيارتهم. |
Böyle bir hüküm verildiğini duyduğu an, ilgili yeri mutlaka ziyaret ederdi. | Open Subtitles | سوف Ηe زيارتهم مرة واحدة تم الحكم قد صدر. |
Bu ziyaret, Treblinka kamp komutanı Dr. Irmfried Eberl için kötü haberleri de beraberinde getirmişti. | Open Subtitles | "لقائد "تريبلنكا" الدّكتور "إيمفريد إيبرل جلبت زيارتهم الأخبار المقلقة |
Sen yokken M2R-441'daki halkın yakın zamanda Wraith tarafından ziyaret edildiğini öğrendik. | Open Subtitles | بينما كنت غائبا ، تلقينا تقريرا أن سكان الكوكب إم2آر-441 تم زيارتهم مؤخرا من قبل الريث |