| ..bütün hafta boyunca çalışıyorum, pazartesi ise, seni görmeye geliyorum. | Open Subtitles | . . ماعدا يوم الإثنين، وأنا سأتي لرُؤيتك يوم الإثنين |
| geliyorum hemen. Bir şeye ihtiyacın olursa araman yeterli. - Tamam, teşekkürler. | Open Subtitles | سأتي على الفور لو احتجتي اي شئ فقط هاتفيني حسنا شكرا لك |
| Yavaş yavaş oraya geleceğim ve sana bu telefonu vereceğim. | Open Subtitles | سأتي إلى عندك بهدوء و أسلمك الهاتف حتى نستطيع التكلم |
| Fakat görüşümün ne olabileceğini görebilmek için, sizinle memnuniyetle geleceğim. | Open Subtitles | لكنني وبكل سرور سأتي معك لإكتشف ما هو رأي الأخرين |
| Siz kızlar iyice eğlenin, ben seni sabah almaya gelirim, tamam mı? | Open Subtitles | إذاً، أيتها الفتيات لتحظوا ببعض المرح و سأتي لأخذكِ عند الصباح، إتفقنا؟ |
| gelip bakacağım ama hastanın ACL ameliyatını doğuma kadar ertelemekle doğru karar verdin. | Open Subtitles | سأتي لألقي نظرة ، لكني أعتقد أنك محقة لتأجيل جراحة الرباط الصليبي لمريضتك |
| Peki, zaman kazandıracaksa, hemen geliyorum. | Open Subtitles | ماذا ؟ , حسناً ,إذا كان هذا سيوفر المزيد من الوقت سأتي اليك |
| - Oh, Ben, ben sana sarılmaya geliyorum. - Çok iyi! Evet, bana gazeteyi getirirmisin? | Open Subtitles | سأتي و أعانقك رائع، هل يمكنك ان تحضر لي الصحيفة؟ |
| Sendeki iki cesetle ilişiği olan iki ceset daha bulduk. Tamam, hemen geliyorum. | Open Subtitles | سأتي حالاً هل تمكنت من الوصول إلى الرابي و طلبت منه الحضور لكي يرى ما تبقى من ابنه ؟ |
| Ama sen yataktan kalkma, ben geliyorum. Bana bir waffle yapabilir misin acaba? | Open Subtitles | لا أريد أن تخرجي من سريرك سأتي حالاً ربما تستطيعين العثور على شيء لي موافقة |
| Ya bir sonraki uçağa binersin, ya da seni almaya geliyorum. | Open Subtitles | الرحلة القادمة, او أنني سأتي إلى هناك لأخذك بنفسي |
| - Tamam, hemen geliyorum. Arabaya binip kemerlerinizi bağlayın. Tamam. | Open Subtitles | حسناً ، سأتي حالاً ادخلا السيارة وإربطا حزام الأمان |
| Onlar gider gitmez, oturma odasının perdelerini kapat, gece seni görmeye geleceğim. | Open Subtitles | بمجرد رحيلهم إغلقي الستائر في غرفة المعيشة عندها سأتي لزيارتك ليلا |
| - Çok iyi. Gerçekten. - Son günlerde ben de geleceğim. | Open Subtitles | بالمناسبة, سأتي في الأيام الأخيرة لدي بعض الأعمال الخاصة |
| Bir milyon altın daha zengin olarak bu akşam seni almaya geleceğim. | Open Subtitles | .سأتي إليك الليله .وانا اغني بمليون قطعه ذهب |
| Tamam, bir daha biri beni öldürmekle tehdit ettiğinde direkt sana gelirim. | Open Subtitles | حسناً , في المره القادمه التي يهددني احدهم بالقتل سأتي مباشره لنحوك |
| Gelecek sefer seninle gelirim. | Open Subtitles | هل تريدني ان التقي بك؟ في المرء القادم سأتي معك |
| Evlat, okul sona erdiğinde sizi görmeye gelirim. | Open Subtitles | حسنا يا فتى؛ عندما تنتهي المدرسة سأتي لهناك لأشاهدك حسنا |
| Şu ağzından çıkanlara bir çeki düzen vermezsen, oraya gelip senin ağzını burnunu patlatırım. | Open Subtitles | إذا تلفظت بكلمة مماثلة مرة اخرى سأتي إليك واركل مؤخرتك |
| - Şimdi beni iyi dinleyin. Eğer ölürse, tek gelir kaynağınızdan olursunuz. | Open Subtitles | لن يكون بمصدر رزق لك إذا مات فلا تضيع الوقت، سأتي بتاكسي |
| Yine hafızamı kaybedecek olursam nereye geleceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد لو أنّي فقدتُ ذاكرتي ثانية، سأعرف إلى أين سأتي. |
| Pazar, Hildegard'la uğrarım. | Open Subtitles | ربما سأتي مع هيلدجرد في الاحد القادم الى هنا. |
| Eğer terapiye gidecek olsaydım, elbette sana gelirdim. | Open Subtitles | إن كنتُ سأخضع لعلاج فمن الواضح أني سأتي إليك بالطبع |
| Hocam, savaş kazanıldığında döneceğim ve sizi Lu'ya geri götüreceğim. | Open Subtitles | معلمي عندما نربح المعركة سأتي وأعيدك الى لو |
| Evet. Ben de ona gelecektim. | Open Subtitles | حسنا، نعم، في الواقع كنت سأتي على ذكر ذلك. |
| Pazartesi biraz geç gelebilirim. | Open Subtitles | اظن إني سأتي متأخراً يوم الأثنين |